19. yüzyılda Osmanlı Devleti hızla dağılmaya başladı. Bunda
Fransız İhtilali'nin sonuçları, Sanayi İnkılâbı ve kapitülasyonlar etkili oldu.
A. FRANSIZ İHTİLALİ ve
OSMANLI DEVLETİ'NE ETKİLERİ
1. Fransız İhtilali'nin
Nedenleri
- İngiltere ve ABD'deki
demokrasi ve insan hakları ile ilgili gelişmelerin Fransız halkını
etkilemesi
- Fransa'da halkın sınıflara
ayrılmış olması
- Kralın halka baskı
yapması, kendisi lüks ve israf içinde yaşaması, halkın ise aşırı derecede
yoksul olması
- Aydınlanma Çağ’ında
yetişen Fransız aydınlarının insan hakları, eşitlik, adalet, demokrasi,
hürriyet gibi konularda yazdıkları eserlerin halkı etkilemesi
- Fransa'nın 17. yüzyılda
girdiği savaşlar ve gereksiz harcamalar yüzünden ekonomisinin bozulması,
Kralın halktan yeni vergiler almak istemesi
Bu nedenlerden dolayı 1789'da Paris'te başlayan halk
ayaklanması sonunda Fransa'da krallık sona erdi; meşrutiyet yönetimi kuruldu.
2. Fransız İhtilali'nin
Sonuçları
Fransız İhtilali tüm dünyada yaygınlaşan devletleri ve
toplumları siyasi ve sosyal yönden etkileyen önemli sonuçlara yol açtı. Bu
sonuçlar şunlardır:
- Eşitlik, hürriyet, adalet
ve milliyetçilik akımları tüm dünyaya yayıldı. Devletlerin siyasi, hukuki,
toplumsal yapısında önemli değişiklikler oldu.
- Krallıkların yerini
demokrasi yönetimleri almaya başladı. İnsan Hakları Beyannamesi tüm
dünyada yayıldı.
- Milliyetçilik akımı çok
uluslu devletler için yıkım oldu.
- Avrupa’da büyük savaşlara
neden oldu.
Osmanlı Devleti çok uluslu
bir yapıya sahip olduğundan milliyetçilik akımından çok etkilendi. Azınlıklar
bağımsız devletler kurmak için ayaklandılar. İhtilalin Osmanlı Devleti'ne
olumlu etkileri de oldu. İnsan hakları, demokrasi, eşitlik, adalet, hürriyet
gibi yenilikler Osmanlı toplumunu etkiledi. Tanzimat ve Islahat Fermanı ile
I. Meşrutiyet bu etkilenmenin en önemli sonuçlarıdır.
|
B. 19. YÜZYILDA SİYASİ
OLAYLAR
1. Sırp ve Yunan
İsyanları
Sırp İsyanı (1804)
Sırplar, din, dil, ticaret hürriyetine sahip olarak
yüzyıllarca Osmanlı yönetiminde yaşadılar. Ancak Gerileme Dönemi’nde durum
değişti:
- Osmanlı - Rus ve Avusturya
savaşları sırasında Sırbistan'ın savaş alanı haline gelmesi
- Sırbistan'a tayin edilen
yeniçerilerin ve bazı yöneticilerin halka kötü davranması
- Avusturya ve Rusya'nın
kışkırtmaları
- Milliyetçilik akımının Sırp
halkını etkilemesi nedenlerinden dolayı Sırplar 1804'te isyan etti.
İsyan Ruslar tarafından desteklendi. Osmanlı Devleti
1812'de Ruslarla yaptığı Bükreş Antlaşması ile Sırplara bazı ayrıcalıklar
tanıdı. Sırplar, 1829'da Ruslarla yapılan Edirne Antlaşması’yla iç işlerinde
bağımsız oldular. 1878 Berlin Antlaşması’yla da tam bağımsız hale geldiler.
Yunan İsyanı (1821 -
1829),
Osmanlı - Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması (1828 - 1829)
Osmanlı Devleti içinde en fazla ayrıcalığa sahip
toplumlardan biri olan Rumlar Atina, Mora Yarımadası ile Ege adalarında
yaşıyorlardı. Rumların isyan etmelerinde; milliyetçilik akımı ile Avrupa
devletleri ve Rusya'nın kışkırtmaları etkili olmuştur.
Rumların, deniz ticareti sayesinde zenginleşmeleri,
Avrupalılar tarafından desteklenmeleri, iyi örgütlenmeleri ve Osmanlı devlet
yönetiminde görevler almaları başarıya ulaşmalarını kolaylaştırmıştır.
Osmanlı Devleti, 1821’de başlayan Yunan isyanını
bastıramadı. Padişah II. Mahmut Mora ve Girit valiliği karşılığında Mısır
valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi. Mehmet Ali Paşa kuvvetleri isyanı
bastırdı. Ancak, Rusya ve diğer Avrupa devletleri Rumlara bağımsızlık
verilmesini istediler. İstekleri kabul edilmeyince de Navarin'deki Osmanlı ve
Mısır donanmasını yaktılar (1827). Rusya Osmanlı Devleti'ne savaş açtı.
Yeniçeri Ocağı'nı yeni kaldırmış olan Osmanlı Devleti savaşı kaybetti. Ruslarla
Edirne Antlaşması yapıldı. Buna göre;
- Yunanistan'a bağımsızlık
verilecek, Sırbistan, iç işlerinde bağımsız olacak,
- Osmanlı Devleti, bazı
topraklarını Rusya'ya verecekti,
2. Mısır ve Boğazlar
Sorunu (1831
- 1841)
Yunan Devleti kurulunca, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'ya
vaad edilen Mora valiliği verilemedi. Mehmet Ali Paşa Mora yerine Suriye
valiliğini istedi. İsteği kabul edilmeyince de isyan etti. Mısır kuvvetleri,
üzerlerine gönderilen kuvvetleri yenerek Konya'ya kadar ilerlediler. II. Mahmut
Avrupa devletlerinden yardım istedi. Bu isteğe yalnızca Rusya olumlu cevap
verdi. Rusların İstanbul'a gelmesinden korkan İngiltere ve Fransa'nın araya girmesiyle
Kütahya Antlaşması imzalandı (1833).
Buna göre; Mehmet Ali Paşaya Mısır valiliğine ek olarak
Girit ve Suriye valiliği, oğlu İbrahim Paşa'ya da Cidde valiliğine ek olarak
Adana valiliği verilecekti.
Kütahya Antlaşması iki tarafı da memnun etmedi. II. Mahmut
yeni bir savaş durumunda İngiltere ve Fransa'ya güvenemediğinden Rusya ile
Hünkar İskelesi Antlaşması'nı yaptı Buna göre;
- Osmanlı Devleti bir savaşa
girecek olursa Rusya asker göndererek yardım edecekti.
- Rusya bir savaşa girecek
olursa Osmanlı Devleti Rusya'nın isteğine göre Boğazları kapatacaktı.
- Antlaşma sekiz yıl
yürürlükte kalacaktı.
II. Mahmut 1839'da Mehmet Ali Paşa üzerine bir ordu
gönderdi. Ancak gönderilen ordu Nizip Savaşı'nda yenildi. Hünkar İskelesi
Antlaşması gereği Rus donanması İstanbul'a geldi. İngiltere ve diğer Avrupa
devletleri araya girdi. Bunun üzerine Londra Antlaşması ile Mısır sorunu
çözüldü (1840). Buna göre;
- Mısır'ın yönetimi Mehmet
Ali Paşa ve oğullarına bırakıldı.
- Mısır'ın dış işlerinde
Osmanlı Devleti'ne bağlı kalması ve yıllık vergi ödemesi kabul edildi.
1841'de Hünkar İskelesi Antlaşması'nın süresi bitti.
İngiltere ve Fransa'nın girişimleri ile Londra'da bir konferans toplandı ve
Londra Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Buna göre;
- Boğazların yönetimi Osmanlı
Devleti'nde kalacak
- Barış zamanında Boğazlar
savaş gemilerine kapalı, ticaret gemilerine açık olacaktı.
3. Kırım Savaşı (1853 - 1856)
Osmanlı Devleti Mısır sorununu çözdükten sonra Tanzimat
Fermanı ile bir dizi yenilik hareketlerine girişti. Osmanlı Devleti'nin güçlenmesini
istemeyen Rusya, İngiltere'ye Osmanlı topraklarını paylaşmayı teklif etti.
İngiltere siyasi ve ticari çıkarlarından dolayı bu teklifi reddetti.
Bunun üzerine Rusya, Osmanlı Devleti'ni tek başına
parçalamaya karar vererek kabul edilemez isteklerde bulundu. Bu istekler;
- Kudüs'te Katoliklere
verilen hakların Ortodokslara da verilmesi (Kutsal yerler sorunu)
- Osmanlı sınırları içinde
yaşayan bütün Ortodoksların Rusya'nın himayesine verilmesi
- Boğazlarla ilgili olarak
Hünkar İskelesi Antlaşması'na benzer yeni bir antlaşma yapılmasıydı.
İngiltere ve Fransa ile anlaşan Osmanlı Devleti, Rus
isteklerini reddetti. Bunun üzerine Rusya, Kafkasya ve Balkanlardan saldırıya
geçti (1853). Osmanlı ordusu hem Balkanlarda hem de Kafkasya'da Rus ordusunu
yendi. Ruslar Sinop limanında demirli bulunan bir Osmanlı donanmasını yaktı
(1853).
İngiltere ve Fransa ile İtalya'daki Piyemonte Hükümeti
Osmanlı Devleti'ne destek amacıyla asker gönderdi. Müttefik kuvvetler Kırım'a
çıkarma yaptılar. Zor durumda kalan Rusya barış istedi. Paris Antlaşması
imzalandı. Buna göre;
- Osmanlı Devleti, Avrupa
devleti sayılacak, Avrupa devletler hukukundan yararlanacak, toprak
bütünlüğü Avrupa devletlerinin garantisi altında olacak
- Karadeniz'de hiçbir devlet
tersane ve donanma bulundurmayacak
- Boğazlar 1841 Londra
Boğazlar Sözleşmesi’ne göre yönetilecekti.
Osmanlılar galip devlet
olmasına rağmen antlaşmanın Karadeniz'le ilgili maddesinden dolayı yenik
devlet durumuna düşmüştür. Rusya, elde ettiği kazançlarının çoğunu
kaybetmiştir. Antlaşmanın sonuna Islahat Fermanı da eklenmiştir.
|
4. 1877 - 1878 Osmanlı -
Rus Savaşı ve Berlin Antlaşması
Paris Antlaşması’na rağmen Rusya emellerinden vaz geçmedi.
Avrupa'daki gelişmelerden yararlanarak Osmanlı Devleti üzerindeki emellerini
gerçekleştirmek amacıyla yeniden harekete geçti. Balkanlı ulusları kışkırttı.
Bosna - Hersek'te isyanlar çıktı. Avrupa devletlerinin isteği ile İstanbul ve
Londra'da toplanan konferanslarda Osmanlı Devleti'nden Sırbistan, Romanya ve
Karadağ'a bağımsızlık, Bosna Hersek ve Bulgaristan'a özerklik verilmesi,
Hristiyanların yaşadığı yerlerde ıslahat yapılması istendi.
Osmanlı Devleti, Avrupa devletlerini etkilemek ve isyanları
önlemek için meşrutiyeti ilan etti. Bun rağmen Avrupa devletleri isteklerini
yeniledi. Osmanlı Devleti bu istekleri kabul etmeyince de Rusya, Osmanlı
Devleti'ne savaş açtı (1878).
Osmanlı Devleti, Kafkasya ve Balkanlarda bazı başarılar
kazandıysa da Ruslar doğuda Erzurum'a batıda ise İstanbul önlerinde Çatalca'ya
kadar ilerledi.
Osmanlı Devleti barış istedi. Ruslarla Ayastefanos
Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmayla Ruslar, Osmanlı Devleti'ni istediği gibi
parçaladı.
Ancak Avrupa devletleri bu durumu tanımayarak Berlin'de
yeni bir konferans topladılar. Konferans sonunda Berlin Antlaşması imzalandı. Buna
göre;
- Romanya, Karadağ ve
Sırbistan'a tam bağımsızlık verilecek, Bulgaristan iç işlerinde bağımsız
bir prenslik olacaktı.
- Kars, Ardahan ve Batum
Ruslara bırakılacak. Teselya Yunanistan'a verilecekti.
- Bosna - Hersek'in
yönetimi geçici olarak Avusturya'ya bırakılacaktı.
Bu antlaşmadan sonra İngiltere ve Fransa Osmanlı toprak
bütünlüğünü koruma politikasından vazgeçtiler. Bunun sonunda;
1878'de Kıbrıs'ı üs olarak alan İngiltere 1882'de Mısır'ı
da işgal ederek Hindistan yolunu güvenceye aldı.
1830'da Cezayir'i işgal etmiş olan Fransa, 1881'de Tunus'u
da işgal etti.
Bundan sonra Osmanlı Devleti'nin dağılması hızlanarak devam
etti.
C. 19. YÜZYILDA YAPILAN
YENİLİKLER ve DEMOKRATİKLEŞME ÇABALARI
19. yüzyılda Osmanlılar batıyı daha iyi anlamaya ve daha
köklü ıslahatlar yapmaya çalıştılar. Bu ıslahatlar üzerinde özellikle Fransız
İhtilali'nin sonuçları etkili oldu.
1. II. Mahmut Döneminde
Yapılan Yenilikler
II. Mahmut'un ilk yıllarında Alemdar Mustafa Paşa,
yeniliklere destek bulmak için âyanlarla Sened-i İttifak Antlaşması’nı yaptı
(İlk kez hükümdarın yetkilerinde kısıtlama olmuştur). Nizam-ı Cedit ordusuna
benzeyen Sekbanı Cedit ordusunu kurdu. Ancak bir yeniçeri isyanı sonunda
Alemdar öldürüldü. Sekbanı Cedit Ocağı da kaldırıldı.
II. Mahmut Eşkinci Ocağı adıyla yeni bir ordu daha kurdu.
Ancak, bu ordu da yeniçerilerin tepkisi sonucu kaldırıldı.
II. Mahmut yenilikler konusunda iyice hazırlandı.
Yeniçerilere karşı topçu ocakları ile halkı ve ulemayı yanına çekti. 1826'da
Yeniçeri Ocağı'nı kaldırarak (Vakayı Hayriye) yeniliklerin önündeki en önemli
engeli ortadan kaldırdı. Bundan sonra yenilikler hızlandı.
a. Askeri Alanda Yapılan Yenilikler
- Yeniçeri Ocağı kaldırıldı.
Yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir ocak kuruldu. Orduya
subay yetiştirmek amacıyla Harp Okulu açıldı. Avrupa'dan subay ve uzmanlar
getirildi.
b. İdari ve Sosyal Alanda Yapılan Yenilikler
- Divan örgütü kaldırılarak
yerine bakanlıklar (nazırlıklar) kuruldu. Yenilikler için askeri, adli ve
idari meclisler oluşturuldu.
- Valiler doğrudan
merkezden atandı. Köy ve mahalle için muhtarlıklar kuruldu.
- Memurlara rütbe ve nişan
verildi, dahiliye (iç işleri), ve hariciye (dış işleri) olarak ikiye
ayrılıp maaş bağlandı. Ceket, pantolon ve fes giyme zorunluluğu getirildi.
- Askeri ve mali amaçlı
olarak ilk nüfus sayımı yapıldı.
- Polis teşkilatı ile posta
teşkilatı kuruldu.
- Müsadere usûlü (devletin
kişilerin mallarına el koyması) kaldırılıp özel mülkiyet güvenceye alındı.
- Takvim-i Vekayi adıyla
ilk resmi gazete çıkarıldı.
c. Eğitim ve Sağlık Alanında Yapılan Yenilikler
- İstanbul'da ilköğretim
zorunlu oldu.
- Rüştiye (ortaokul)
okulları açıldı. Ayrıca devlet memuru yetiştirmek için okul açıldı.
- Avrupa'ya öğrenci
gönderildi. Tercüme odası kuruldu. Yabancı dil öğreten okul açıldı.
- Askeri tıp okulu açıldı.
Karantina tedbirleri alındı.
2. Tanzimat ve Islahat
Fermanları
II. Mahmut'un yerine geçen oğlu I. Abdülmecit yenilikleri
devam ettirmek istiyordu. Bu amaçla Mustafa Reşit Paşa'yı sadrazamlığa getirdi.
Mustafa Reşit Paşa yapılacak yeniliklerin esaslarını
belirleyen Tanzimat Fermanı’nı ilan etti. Tanzimat Fermanı ile;
- Bütün vatandaşların can,
mal, namus güvenliği devlet tarafından sağlanacak,
- Herkesten gelirine göre
vergi alınacak,
- Askerlik vatan görevi
olacak ve belli bir düzene konacak,
- Mahkemeler halka açık
olacak ve hiç kimse yargılanmadan cezalandırılmayacaktı.
Fermanın ilanından sonra, içeriğine uygun olarak, devlet
yönetimi, maliye, adliye ve askerlikle ilgili kanunlar hazırlandı. Islahatlar
yapıldı. Tanzimat Fermanı ile;
- Padişahın yetkileri
kısıtlandı. Kanun üstünlüğü ilkesi kabul edildi. Demokratikleşme hızlandı.
- Toplumunda eşitliğin,
birlik ve bütünlüğün sağlanması hedeflendi.
- Mısır sorunu ve Boğazlar
konusunda Avrupa devletlerinin desteği sağlanmaya çalışıldı.
- Azınlık isyanlarının
önlenmesi ve Avrupa devletlerinin Osmanlı iç işlerine karışması
engellenmek istendi.
Ancak başarılı olunmadığı gibi bu sorunları daha da
arttırdı.
Islahat Fermanı
Tanzimat Fermanı'nın eksikliklerini gidermek amacıyla
hazırlandı. Ferman Paris Konferansı sırasında yayınlandı. Buna göre;
- Hristiyanların devlet
memuru olabilmesi, devlet okullarında okuyabilmesi kabul edildi.
Azınlıklara kilise ve okul açma izni verildi.
- Azınlıklar askerlik
görevini para (bedel) ödeyerek yapabilecekti.
Islahat Fermanı ile Avrupalıların, Osmanlı iç işlerine
karışması engellenmek istenmiştir. Ayrıca toplumda eşitliği sağlamak,
azınlıkları devlet yönetimine ısındırmak hedeflenmiştir. Ancak istenilen sonuç
alınamamış, üstelik azınlıklar Müslümanlardan daha ayrıcalıklı hale gelmiştir.
3. I. ve II. Meşrutiyet
I. Meşrutiyet;
Tanzimat ve Islahat Fermanları Osmanlı Devleti'ndeki
sorunları çözmeye yetmedi. Azınlıklar yeni hak talepleriyle isyan etmeye devam
ettiler. Namık Kemal, Ziya Paşa gibi aydınların başını çektiği Jön Türkler
(Genç Osmanlılar) ülkenin ancak meşrutiyet yönetimi ile kurtulacağına
inanıyorlardı.
Onlara göre; demokratik meclisler oluşturulmalı, halk
seçeceği temsilciler aracılığıyla yönetime katılmalı, padişahın yetkileri
kısıtlanmalı, toplumda din, dil, ırk ayrımı yapılmamalıydı.
Genç Osmanlı aydınları bazı subayların da desteğini alarak
Meşrutiyeti ilan edeceğine dair söz veren II. Abdülhamit'in tahta çıkmasını
sağladılar (1876).
II. Abdülhamit, Mithat Paşa'yı sadrazamlığa getirdi. Mithat
Paşa başkanlığında oluşturulan bir kurul önce bir anayasa (Kanuni Esasi)
hazırladı. Ve Meşrutiyet ilan edildi. 1876'da I. Meşrutiyet dönemi başladı.
Anayasaya göre;
- Meclisi açma ve kapama
yetkisi padişaha ait olacaktı.
- Halkın seçeceği
vekillerden oluşacak bir Mebuslar Meclisi ile, padişahın seçeceği
kişilerden oluşacak, Âyan Meclisi oluşturulacak, yasama yetkisi bu
meclislerde olacaktı.
- Yasalar padişah tarafından
onaylandıktan sonra yürürlüğe girecekti.
I. Meşrutiyet’in îlanı ile;
- Halk ilk kez yönetime
katılma hakkı elde etti. Padişahın yetkilerinde kısıtlanmalar oldu.
- Osmanlı Devleti ve Türk
tarihinin ilk anayasası yapıldı.
Buna rağmen yasaların padişah tarafından onaylanırsa
yürürlüğe girecek olması, padişahın meclisi açma ve kapama yetkisinin olması,
tam demokrasiye geçişi engellemiştir.
II. Meşrutiyet
II. Abdülhamit meşrutiyet yanlısı değildi. 1877-1878
Osmanlı - Rus Savaşı'nı bahane ederek meclisi kapattı ve baskıcı bir yönetim
uygulamaya başladı.
Buna rağmen genç Türk aydınları mücadelelerine devam
ettiler. İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni kurdular. Özellikle genç subaylar
arasında taraftar bulan İttihat ve Terakkiciler Balkanlardaki karışıklıkların
artması ve Avrupa devletlerinin yeni isteklerde bulunması üzerine Makedonya'da
ayaklanma başlattılar.
II. Abdülhamit Kanuni Esasi'yi yeniden yürürlüğe koydu.
Böylece II. Meşrutiyet dönemi başladı. Seçimler yapıldı. Meclis çalışmalarına
yeniden başladı.
II. Meşrutiyet'in ilanından bir süre sonra meşrutiyet
karşıtları İstanbul'da büyük bir isyan çıkardılar. 31 Mart Olayı olarak bilinen
isyan, Selanik'te oluşturulan Hareket Ordusu tarafından bastırıldı. Bütün bu
karışıklıklar sırasında,
- Bulgaristan
bağımsızlığını ilan etti.
- Girit Yunanistan'a
bağlandı.
Avusturya, Bosna - Hersek'i resmen topraklarına
kattığını ilan etti.