A. DÜZENLİ ORDUNUN
KURULMASI
TBMM açıldığı sırada ülkedeki tek düzenli askeri birlik
doğudaki Kazım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu idi. Bunun dışındaki askeri
birlikler Mondros Ateşkes Antlaşması gereği terhis edilmişti. Batıda
Yunanlılara, güneyde ise Fransızlara karşı
Kuva-yı Milliye birlikleri savaşıyordu.
Kuva-yı Milliye birlikleri savaşıyordu.
Kuva-yi Milliye halkın içinden çıkmış, vatan ve yurt
sevgisi ile düşmana karşı mücadele eden silahlı güçlerdi. Terhis edilen birçok
subay ve asker Kuva-yı Milliye birliklerine katılmıştı. TBMM 1920 sonlarında
Kuva-yi Milliye birliklerini kaldırıp düzenli ordu kurmaya karar verdi. Bunun
başlıca nedenleri;
- Kuva-yi Milliye birlikleri
düşmana karşı başarıyla savaşıyordu. Ancak düşmanı tamamen durdurup
yurttan atamıyordu.
- Kuva-yi Milliye birlikleri
kendi başına düzensiz bir şekilde hareket ediyordu. Çoğu zaman
görevlendirilen değerli komutanları dinlemiyorlardı.
- Kuva-yi Milliye
birliklerinin yeterli askeri birikimi, bilgisi ve ağır silahları yoktu.
- Kuva-yi Milliye birlikleri
ihtiyaçlarını halktan karşılıyordu. Bu konuda bazan zor kullanıyor, bu da
tepkilere neden oluyor, suçluları cezalandırma yöntemleri de ciddi
sorunlara yol açıyordu.
Bütün bunlar devlet olma yolundaki TBMM'yi olumsuz
etkiliyordu. Ülkede devlet otoritesini kurmak ve düşmanı yurttan atmak için
düzenli ordunun kurulması gerekliydi. TBMM bu iş için İsmet ve Refet Beyleri
görevlendirdi. Kısa sürede Batı Cephesi’nde düzenli ordu kuruldu. Düzenli
orduya katılmak istemeyen Çerkez Ethem gibi bazı Kuva-yi Milliye şefleri ise
isyan ettiler.
B. DOĞU CEPHESİ
Ermenilerle
Savaş ve Gümrü Antlaşması: İtilaf
Devletleri Mondros Ateşkes Antlaşmasına Doğu Anadolu'nun Ermenilere verilmesini
sağlayacak maddeler koydurmuşlardı. Sevr Antlaşması’nda da Doğu Anadolu'nun
Ermenilere verilmesini kararlaştırmışlardı. Ermeniler Sevr Antlaşması’ndan
sonra kendilerine vaat edilen toprakları almak üzere harekete geçtiler. Ermeni
işgallerinin başlaması ve bölgedeki Türkleri katletmeye başlamaları üzerine
TBMM'nin de onaylaması ile harekete geçen Kazım Karabekir Ermenileri yendi.
Sarıkamış, Kars ve Iğdır kurtarıldı. Ermenilerin barış istemesi ile Gümrü
Antlaşması yapıldı.
Buna göre;
- Kars ve çevresi Türkiye'de
kaldı. Ermeniler işgal ettikleri yerlerden çekildiler.
- Ermeniler TBMM'yi tanıdılar
ve Doğu Anadolu'ya yönelik toprak talebinden vazgeçtiler.
Gümrü
Antlaşması ile; TBMM uluslar arası alanda
ilk askeri ve siyasi başarısını kazandı. TBMM'yi tanıyan ilk devlet Ermenistan
oldu. Ermenilerin toprak talebinden vazgeçmesi ile Sevr Antlaşması’nın
uygulanma imkanı kalmadı. Ermeni sorunu büyük ölçüde çözüldü.
Gümrü Antlaşması’ndan hemen
sonra Gürcistan da TBMM ile anlaşarak Batum ve Ardahan'ı Türkiye'ye geri
verdi.
|
C. GÜNEY CEPHESİ
Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Hatay, Adana, Mersin,
Antep Urfa ve Maraş bölgesi Fransızlar tarafından işgal edilmişti. Fransızların
bölgeye getirdiği Ermenilerin bölgede katliamlara girişmesi üzerine bölge halkı
silahlı direnişe başladı. Fransızlar Maraş ve Urfa'dan çıkarıldı. Antep ise
uzun süre kahramanca direndi. Adana ve Osmaniye'de de yenilgilere uğrayan
Fransızlar, Türklerle baş edemeyeceklerini anladılar.
TBMM’nin kurduğu düzenli ordunun Batı Cephesi’nde
Yunanlıları Sakarya Savaşı’nda yenmesi üzerine Fransa, TBMM ile Ankara Antlaşması’nı
yaptı. Buna göre;
- Hatay Fransa'nın
yönetiminde kalacak, ancak, özerk bir yönetim kurulacak, resmi dil Türkçe
olacak ve Türk parası geçerli olacaktı. (Fransa bu maddeyle dolaylı da
olsa Hatay'ın Türkiye'nin bir parçası olduğunu kabul etmiştir).
- Taraflar belirlenen
sınırların kendi taraflarında genel af ilan edecektir.
Ankara Antlaşması ile; Güney Cephesi kapanmış, buradaki
birlikler Batı Cephesi’ne kaydırılmış ve ilk kez bir İtilaf Devleti TBMM'yi
tanımıştır. Bu durum Kurtuluş Savaşı’nın kazanılma yolunda olduğunu
göstermektedir.
D. BATI CEPHESİ
1. I. İnönü Savaşı
Yunanlılar,
yeni kurulan düzenli ordunun Çerkez Ethem'le uğraşmasından yararlanmak
istediler. Düzenli ordu güçlenmeden onu yok etmek, Eskişehir ve Ankara'yı
alarak TBMM'yi dağıtmak üzere 9 - 10 Ocak 1919'da İnönü mevzilerine
saldırdılar. Ancak yenilerek geri çekildiler.
I. İnönü Savaşı’nın Sonucu
- Düzenli ordu ilk başarısını
kazandı. Yunanlılar Türk ordusunun bir vuruşta dağıtılamayacağını
anladılar.
- Savaştan sonra Çerkez Ethem
isyanı da kolayca bastırıldı.
- Türk halkının TBMM'ye ve
düzenli orduya güveni arttı. Askere alım işlemleri hızlandı. Askerden
kaçmalar azaldı.
- Dış politikada olumlu
gelişmelere yol açtı. İtilaf Devletleri Sevr Antlaşması’nı gözden geçirmek
için Londra Konferansı’nı topladılar. Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması
yapıldı.
- İstiklal Marşı ve 1921
Anayasası’nın (Teşkilatı Esasi) kabul edilmesini kolaylaştı.
- İsmet Bey generalliğe
yükseltildi.
Londra Konferansı (21 Şubat - 12 Mart 1921)
İtilaf Devletleri TBMM'nin Doğu, Güney ve Batı Cephesi’nde
kazandığı başarılar üzerine Sevr Antlaşması’nın uygulanamayacağını anladılar ve
antlaşmayı gözden geçirmek üzere Londra'da bir konferans topladılar. Konferansa
İstanbul Hükümeti yanında TBMM'yi de çağırmak zorunda kaldılar. Amaçları Sevr
Antlaşması’nı biraz değiştirip Türk tarafına kabul ettirmekti.
Mustafa Kemal görüşmelerden bir sonuç çıkmayacağını
biliyordu. Buna rağmen barış yanlısı olduğumuzu göstermek, Türk halkının
haklılığını dünyaya duyurmak ve TBMM'nin uluslar arası alanda tanınmasını
sağlamak için TBMM adına Bekir Sami Bey'in konferansa katılmasını destekledi.
İtilaf Devletleri konferansta Sevr Antlaşması’nı biraz
değiştirip Türk tarafına kabul ettirmeye çalıştılar. Bu yüzden anlaşma
sağlanamadı. Konferansın en önemli sonucu; İtilaf Devletleri'nin TBMM'yi resmen
tanıması ve “Türkler barış istemiyor” şeklindeki propagandaların etkisiz hale
getirilmesi oldu.
Moskova Antlaşması (16 Mart 1921)
İtilaf Devletleri’nin Boğazları ele geçirmesi ve Anadolu'yu
işgal etmesi Sovyet Rusya'nın güney sınırlarını tehdit ediyordu. TBMM de Sovyet
Rusya'dan askeri malzeme almak, doğu sınırlarının güvenliğini sağlamak
istiyordu.
TBMM'nin
Ermeniler ve Gürcülerle anlaşması güneyde ve batıda başarılar kazanması üzerine
iki taraf yakınlaşarak Moskova Antlaşması’nı imzaladı (16 Mart 1921).
Buna göre;
- Sovyet Rusya, TBMM'yi ve
Misak-ı Milli'yi tanıyacak.
- Sovyet Rusya, TBMM'nin
Gürcistan ve Ermenistan'la yaptığı antlaşmaları Batum'un Gürcistan'a
verilmesi şartıyla tanıyacak.
- Taraflardan birinin tanımadığı
uluslar arası bir antlaşmayı diğeri de tanımayacak.
- İki devlet arasında
karşılıklı yardımlaşma sağlanacak.
Bu antlaşma ile ilk kez batılı ve büyük bir devlet TBMM'yi
tanıdı. Sovyet Rusya Sevr Antlaşması’nın geçersizliğini kabul etti. Türkiye'nin
doğu sınırının güvenliği sağlanarak buradaki birliklerden bir kısmı Batı
Cephesi’ne kaydırıldı.
2. II. İnönü Savaşı
Londra Konferansı sonuçsuz kalınca İtilaf Devletleri’nin
kışkırtmasıyla Yunanlılar yeniden saldırıya geçtiler. Amaçları Ankara'yı almak,
TBMM'yi dağıtıp Sevr Antlaşmasını Türklere zorla kabul ettirmekti. Ancak 27
Mart - 1 Nisan tarihleri arasında yapılan II. İnönü Savaşı’nda yine yenildiler.
Bu savaş Türk halkının TBMM'ye ve düzenli orduya güvenini
iyice artırdığı gibi İtalyanların da Anadolu'dan çekilmeye başlamalarında
etkili oldu.
3. Kütahya - Eskişehir
Savaşları
Yunanlılar II. İnönü yenilgisinden sonra iyice
hazırlandılar. Anadolu'ya büyük kuvvetler getirdiler ve 10 - 24 Temmuz 1921'de
büyük bir saldırı başlattılar. Henüz iyi hazırlanamamış olan Türk ordusu bu
taarruz karşısında geriledi. Mustafa Kemal daha fazla kayıp verilmemesi için
ordunun Sakarya'nın doğusuna çekilmesini istedi.
Bu olay mecliste sert tartışmalara yol açtı. Bazı
milletvekilleri ümitsizliğe kapılarak meclisin Kayseri'ye taşınmasını, düzenli
ordunun kaldırılarak yeniden Kuva-yi Milliye birliklerine dönülmesini
istiyordu.
Mustafa Kemal ümitsiz değildi. Ona göre düşman
yenilebilirdi. Bunun için çabuk kararlar verilmesi ve verilen kararların derhal
yerine getirilmesi gerekli idi. Bu nedenle meclisin yetkileriyle birlikte
başkomutanlık yetkisinin kendisine verilmesini istedi. Meclis de bu isteği
kabul etti (5 Ağustos 1921).
Mustafa Kemal ordunun eksiklerini gidermek için Tekalif-i
Milliye emirlerini yayınladı. (8 Ağustos 1921). Buna rağmen ordunun
eksiklikleri giderilemedi.
4. Sakarya Meydan Savaşı (22 Ağustos - 11 Eylül
1921)
Yunanlılar
Türk ordusunun hazırlanmasına fırsat vermemek için hemen taarruza geçtiler.
Başlangıçta bazı başarılar kazandılar. Mustafa Kemal “Hattı (çizgi) müdafaa
yoktur. Sathı(yüzey) müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış
toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk edilemez.” emrini verdi.
Sonunda Yunanlılar yenildi.
Sakarya Savaşı’nın Sonuçları
- Yunanlıların Türk ordusunu
yok etme, Ankara'yı alma ve Sevr'i Türklere kabul ettirme hayalleri sona
erdi. Yunanlılar savunmaya geçti. Türk ordusu da taarruz hazırlıklarına
başladı.
- Halkın TBMM'ye ve orduya
güveni tam olarak sağlandı. II. Viyana ile başlayan geri çekilme sona
erdi.
- TBMM Mustafa Kemal'e
mareşallik rütbesi ve gazilik unvanı, Fevzi Çakmak’a da mareşallik rütbesi
verdi.
- Dış politikada olumlu
gelişmeler oldu. Kafkas cumhuriyetleri ile Kars, Fransa ile Ankara
Antlaşması yapıldı. Böylece doğu ve güneydeki birlikler Batı Cephesi’ne
kaydırıldı. İtilaf Devletleri TBMM'ye ateşkes ve barış önerisinde bulundu.
Kars Antlaşması:
Sakarya zaferi üzerine Sovyet Rusya TBMM ile ilişkileri iyice geliştirmek ve
aradaki sorunları tamamen çözmek için Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan'ı
TBMM ile anlaşmaya zorladı. Moskova Antlaşması’nın bir tekrarı olan Kars
Antlaşması yapıldı. Böylece doğu sınırı kesinlik kazandı.
Ankara Antlaşması: Fransa
güneydeki şiddetli halk direnişi ve TBMM’nin başarıları üzerine TBMM ile Ankara
Antlaşması’nı yaptı. Bu antlaşma ile ilk kez bir İtilaf Devleti TBMM'yi tanıdı.
Hatay dışında bugünkü Suriye sınırımız çizildi. (Güney Cephesi konusunda
anlatıldı)
5. Büyük Taarruz (26 Ağustos - 12 Eylül
1921)
Sakarya Meydan Savaşı'ndan sonra başlayan taarruz
hazırlıkları bir yıl sürdü. Sonunda hazırlıklarını tamamlayan Türk ordusu 26
Ağustos 1922'de taarruza geçti. Aslıhanlar ve Dumlupınar dolaylarında yapılan
Başkomutanlık Meydan Savaşı'nda Yunan ordusunun büyük kısmı imha edildi. Türk
ordusu 9 Eylülde İzmir'e girdi. 18 Eylülde tüm Anadolu Yunanlılardan
temizlendi.
6. Mudanya Ateşkes
Antlaşması
Yunanlıların
Anadolu'dan atılmasıyla sıra İstanbul, Boğazlar ve Trakya'nın kurtarılmasına
gelmişti. İtilaf Devletleri bir savaşı göze alamayarak ateşkes önerdiler.
Türkiye'yi İsmet Paşa'nın temsil ettiği görüşmeler sonunda Mudanya Ateşkes
Antlaşması yapıldı.
Buna göre;
- İstanbul'un yönetimi
TBMM'ye bırakılacak.
- Doğu Trakya'nın yönetimi
bir ay içinde TBMM'ye bırakılacak. TBMM buraya sekizbin asker
geçirebilecek.
- Barış yapılana kadar
İstanbul ve Boğazlarda bir miktar İtilaf kuvveti kalacak.
- Türk - Yunan savaşı
duracak.
Bu antlaşmayla, Milli Mücadelede savaşlar dönemi sona erdi.
İstanbul, Boğazlar ve Doğu Trakya savaş yapılmadan kurtarıldı. İtilaf
Devletleri İstanbul'un yönetimini TBMM'ye bırakmakla İstanbul Hükümeti’ni yok
saydılar.
7. Lozan Barış Antlaşması
Mudanya'dan sonra, yapılacak barış görüşmelerinin tarafsız
ülke gerekçesi ile İsviçre'nin Lozan kentinde yapılması kararlaştırıldı. İtilaf
Devletleri Türk tarafını bölmek için TBMM ile birlikte İstanbul Hükümeti’ni de
Lozan'a çağırdılar.
Bunun üzerine TBMM. 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırarak İtilaf
Devletleri’nin planını bozdu. Türkiye adına görüşmelere İsmet Paşa katıldı.
Yapılan
uzun ve çetin görüşmeler sonunda 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması
imzalandı.
Buna göre;
- Türk - Yunan sınırı Meriç
nehri olacak. Yalnız Yunanistan Karağaç'ı savaş tazminatı olarak
Türkiye'ye verecek. Gökçeada ve Bozcaada dışındaki ege adaları
Yunanistan'da kalacak.
- Irak sınırı İngiltere ile
Türkiye arasında yapılacak görüşmeler sonunda belirlenecek. Güney sınırı
Ankara, doğu sınırı ise Kars Antlaşması’nda belirlenen şekilde olacak.
- Boğazlar bütün ticaret
gemilerine açık olacak, yönetimi için Türkiye'nin başkanlığında uluslar
arası bir kurul oluşturulacak. Boğazlar silahlandırılmayacak.
- Kapitülasyonlar
kaldırılacak.
- Azınlıklar Türk vatandaşı
sayılacak. İstanbul dışındaki Türkiye Rumları ile Batı Trakya dışındaki
Yunanistan Türkleri yer değiştirecek. Patrikhane İstanbul'da kalacak.
- Osmanlı borçları, ayrılan devletlerle Türkiye
arasında paylaşılarak ödenecek.
Lozan Barış Antlaşması ile;
- Yeni Türk devletini bütün dünya
devletleri tanıdı. Sevr Antlaşması geçersiz hale geldi.
- Ekonomik gelişmemizi
engelleyen kapitülasyonlar kaldırıldı. Azınlık sorunu çözüldü. Osmanlı
borçları sorunu çözüldü.
- Antlaşmadan sonra İtilaf
Devletleri askerleri İstanbul'u boşalttı. Böylece geldikleri gibi
gittiler.