17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı Devleti eski
gücünü kaybetmeye başladı. Yapılan savaşların uzaması yer yer yenilgilerin
alınması, sınırların genişlemesinin yavaşlaması, iç isyanların artması, mali
sorunların yaşanması bu durumun göstergesiydi.
Devletin duraklamasında; Ordunun bozulması, maliyenin
bozulması, yönetimdeki bozulmalar ve yöneticilerin yetersizliği,
hükümdarların iyi yetişmemesi veya çocuk yaşta tahta geçmesi, bilim ve teknik
alanda Avrupa'nın gerisinde kalınması, devletin doğal sınırlarına ulaşması ve
kuvvetli devletlerle karşılaşılması etkili olmuştur.
A. SİYASİ OLAYLAR
1. Osmanlı - İran
Savaşları
Osmanlılar 1590 Ferhat Paşa Antlaşması ile doğuda en
geniş sınırlara ulaşmıştı. İranlılar Osmanlı Devleti'nin batıda Avusturya ile
içerde de Celali isyanları ile uğraşmasını fırsat bilerek 1603'te savaşları
yeniden başlattılar. Bu savaşlar aralıklarla 1639'da yapılan Kasr-ı Şirin
Antlaşması’na kadar sürdü. Kasr-ı Şirin Antlaşması ile Bağdat Osmanlılarda
kaldı, Revan ve Azerbaycan İran'a bırakıldı. Bu antlaşma geçerliliğini uzun
süre korudu.
2. Osmanlı - Avusturya
Savaşları
Avusturya, Kanuni zamanında yapılan İstanbul Antlaşması
gereği Osmanlılara yıllık vergi vermekteydi. Avusturya'nın bu vergiyi kesmesi
ve bazı sınır olayları yüzünden 1593'te başlayan savaşlar 1606'ya kadar
sürdü.
Osmanlılar Haçova ve Kanije'de büyük zaferler kazandılar.
Ancak Anadolu'da Celali isyanlarının çıkması ve doğuda İran savaşlarının
başlaması yüzünden istenilen sonuç alınamadı. 1606'da imzalanan Zitvatorok
Antlaşması’na göre;
- Kanije, Eğri ve Estergon
Osmanlılarda kalacaktı.
- Avusturya yıllık vergi
ödemeyecek, ancak savaş tazminatı ödeyecekti.
- Avusturya kralı Osmanlı
padişahına denk sayılacaktı.
Bu antlaşma
Osmanlıların savaştan galip ve karlı çıktığını, ancak Avusturya üzerindeki
üstünlüğünü kaybettiğini göstermektedir.
|
1662'de Avusturyalıların Erdel işlerine karışması üzerine
sefer çıkan Fazıl Ahmet Paşa Uyvar’ı aldı. Kuvvetli bir Avusturya ordusunu da
yendi. Avusturya barış istedi. 1664’te yapılan Vasvar Antlaşması’na göre;
- Avusturya savaş tazminatı
ödeyecekti.
- Avusturya Erdel işlerine
karışmayacakti.
- Uyvar ve Neograt kaleleri
Osmanlılarda kalacaktı.
Bu antlaşma ile
Avusturya'dan son kez toprak alındı.
|
1683'te Avusturya egemenliğindeki Macarların yardım
istemesi üzerine sefere çıkan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Avusturya’nın
başkenti Viyana'yı kuşattı, ancak yenildi.
Bu durumdan yaralanan papanın kışkırtmasıyla Avusturya,
Rusya, Lehistan, Venedik ve Malta arasında kutsal ittifak kuruldu. Osmanlı
Devleti kutsal ittifak devletleri ile 16 yıl süren savaşta yenildi. 1699'da
Karlofça Antlaşması imzalandı. Buna göre;
- Temeşvar dışında tüm
Macaristan ve Erdel Avusturya'ya,
- Mora ve Dalmaçya kıyıları
Venediklilere, Ukrayna ve Podolya Lehistan'a verildi.
Antlaşmadan bir yıl sonra Ruslarla da İstanbul Antlaşması
yapıldı. Buna göre;
- Azak kalesi Ruslara
bırakılacak,
- Ruslar İstanbul'da daimi
elçi bulundurabilecekti.
Osmanlı Devleti
Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile batıda ilk kez büyük topraklar
kaybetti. Devlet gerilemeye başladı, Ruslar Karadeniz'e doğru bir adım
attı.
|
3. Osmanlı - Lehistan
Savaşları
1621'de Lehistan'ın Boğdan'ın iç işlerine karışması
üzerine Padişah II. Osman (Genç) sefere çıkarak Lehlileri Yaş yakınlarında
yapılan savaşta yendi. Lehlilerle Hotin Antlaşması yapıldı.Buna göre;
Lehistan Boğdan’ın işlerine karışmayacak, ayrıca Kırım Hanlığı'na yıllık
vergi ödeyecekti.
Lehlilerin
Osmanlı sınırlarını ihlal etmeleri üzerine padişah IV. Mehmet sefere çıktı.
Lehliler yenilerek barış istedi.
1672'de yapılan Bucaş Antlaşması’na göre;
- Podolya ve Ukrayna
Osmanlılarda kalacaktı.
- Lehistan yıllık vergi
ödeyecekti.
Lehistan
meclisinin vergi maddesini kabul etmemesi yüzünden savaş yeniden başladı.
Sonunda Osmanlılar vergi maddesinden vazgeçti.
Osmanlılar, Bucaş
Antlaşması ile batıda son kez toprak kazanıp, batıda en geniş sınırlara
ulaştılar.
|
4. Osmanlı - Venedik
Savaşları
Venediklilerin elinde bulunan Girit'teki Hristiyan
korsanlar Osmanlıların ticaret, hac ve yolcu gemilerine saldırıyorlardı. Bu
durum Girit'in fethini gerekli hale getirdi. 1645'te ada kuşatıldı. Ancak
Osmanlılar denizcilikte eskisi kadar güçlü değillerdi. Kuşatmaya gereken
önemde verilemedi.
Bu
nedenlerden dolayı kuşatma 25 yıl sürdü. Sonunda Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa
adaya gitti ve 1669'da adanın fethini tamamladı. Girit'in alınmasıyla Doğu
Akdeniz bir Osmanlı gölü haline geldi. Osmanlıların Doğu Akdeniz'deki ticari
ve siyasi çıkarları korundu.
Girit kuşatmasının
uzun sürmesi, Osmanlı deniz kuvvetlerinin zayıfladığını göstermektedir.
|
B. İÇ İSYANLAR
17. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde yönetimin bozulması,
siyasi ve mali sorunların artmasına bağlı olarak bir çok isyan çıktı. Bunlar;
a. İstanbul İsyanları
Bu isyanlar genellikle yeniçeri ve diğer kapıkulu
ocakları tarafından çıkarılmıştır.
İsyanların en önemli nedenleri; çıkarları elden giden
bazı devlet adamlarının askerleri kışkırtması, askerlerin maaşlarının
zamanında ödenmemesi ve kapıkulu ocaklarındaki bozulmalardır. Bu isyanların
en önemlisi II. Osman (Genç)'ın ölümüyle sonuçlananıdır.
İstanbul isyanları yeniçerilerin yönetimdeki etkinliğinin
artmasına, padişahların otoritelerinin sarsılmasına yol açmıştır. Bu durum
Yeniçeri Ocağı kaldırılana kadar devam etmiştir.
b. Anadolu (Celali) İsyanları
Bu isyanların çıkmasında,
- Padişahların ve devlet
adamlarının yetersiz olması, birçok yöneticinin rüşvet ve kayırma yolu
ile atanması yüzünden yönetimin bozulması
- Tımar sisteminin
bozulması, tımarların dağıtımında haksızlıklar yapılması
- Yöneticilerin kanunlara
aykırı olarak halktan haksız yere vergi toplaması
- Uzun süren savaşlar
nedeniyle Anadolu'da güvenliğin bozulması, savaştan kaçan askerlerin
Anadolu'ya geçip eşkıyalığa başlaması
- Halkın devlete olan
güvenini kaybederek isyancıları desteklemesi
etkili oldu.
Yukarıdaki nedenlerden dolayı 17. yüzyılda Anadolu'da
uzun süren isyanlar çıktı. Devlet isyanları zor kullanarak bastırdı. Ancak
sorunlar çözülmediğinden isyanlar bir süre sonra yeniden ortaya çıktı.
İsyanlar sonunda,
- Devlet otoritesi
zayıfladı. Halkın devlete olan güveni azaldı.
- Anadolu'da güvenlik
azaldı. Halkın bir kısmı toprağını terk ederek şehirlere göç etti.
Şehirlerde işsizlik ve nüfus arttı.
- Anadolu harap oldu.
Üretim azaldı. Vergiler zamanında toplanamadı. Ekonomi durgunlaştı. Buna
bağlı olarak devletin gelirleri de azaldı.
- Devlet İran ve
Avusturya savaşlarına gereken önemi veremedi.
c. Eyalet İsyanları
Merkezi otoritenin bozulmasından yararlanan Erdel, Eflak,
Boğdan, Yemen, Tunus gibi merkeze uzak eyaletlerde isyanlar çıktı. İsyanlar
zor da olsa bastırıldı.
C. ISLAHATLAR
17. yüzyılda devletin durakladığını fark eden bazı devlet
adamları bu durumu önlemek için çeşitli ıslahatlar yaptılar.
1. II. Osman (Genç)
Devletin durumunun iyileştirilmesi için bazı çalışmalar
yapılması gerektiğini düşünen ilk Osmanlı padişahı II. Osman oldu. Onun
zamanında;
- İlmiye sınıfının
yetkileri azaltıldı. Şeyhülislamın fetva vermek dışındaki yetkileri
kaldırıldı.
- Gereksiz harcamalar
kısılarak maliye düzeltilmeye çalışıldı.
- İçki içmek
yasaklandı.
- Saray dışından evlenme
geleneği yeniden başlatıldı.
- Yeniçeri Ocağı
kaldırılmak istendi ancak durumu öğrenen yeniçeriler isyan ederek Genç
Osman'ı öldürdüler.
Genç Osman’ın öldürülmesiyle ıslahatlar yarım kaldı.
2. IV. Murat
IV. Murat 12 yaşında hükümdar oldu. Bu yüzden hükümdarlığının
ilk yılları karışıklık içinde geçti. 22 yaşlarına geldiğinde devlet
yönetimini eline alarak ıslahatlara başladı.
- İstanbul'daki yeniçeri
zorbalarını ortadan kaldırdı. İçki ve sigarayı yasakladı. Kahvehaneleri
kapattı. Bu yolla asayiş ve güvenliği sağlamaya çalıştı.
- Anadolu'da çıkan
Celali isyanlarını bastırdı. İran seferlerine çıkarak Bağdat'ı aldı.
Böylece devletin iç ve dış durumunu düzeltti.
- Yeniçeri Ocağı’nı bir
düzene soktu.
- Maliyeyi düzeltti.
- IV. Murat devletin
duraklamasının nedenlerini araştırıp sorunlara kesin çözümler bulmak
amacıyla devlet adamlarına raporlar hazırlattı. Bunlardan Koçi Bey’in
raporları doğrultusunda ıslahatlar yaptı. Ancak genç yaşta ölümü
ıslahatların yarım kalmasına yol açtı.
3. Tarhuncu Ahmet Paşa
IV. Mehmet zamanında sadrazam olan Tarhuncu Ahmet Paşa
devletin duraklamasının en önemli nedeni olarak mali alandaki bozulmaları
görmüştür. Bu nedenle mali alanlarda ıslahatlar yapmaya çalışmıştır.
Saray
masraflarını kısmış, gümrük, mutfak ve tersane giderlerini denetleyerek
yolsuzlukların önüne geçmiştir. Devletin kimde alacağı varsa almıştır.
Devletin gelirleri ile giderleri arasında denge kurmak amacıyla denk bütçe
yapmıştır. Ancak bu ıslahatlar bazılarının çıkarlarına dokunduğundan çıkan
dedikodular sonucu görevden alınmıştır.
Tarhuncu Ahmet Paşa
Osmanlılarda ilk modern bütçeyi yapan devlet adamıdır.
|
4. Köprülüler
Tarhuncu’dan sonra devletin mali ve siyasi sorunları
artarak devam etti. Bunun üzerine IV. Mehmet Köprülü Mehmet Paşa’ya
sadrazamlık teklif etti.
Köprülü Mehmet Paşa, serbestçe çalışabileceği bir ortam
oluşturmak ve yaşamını garanti altına almak amacıyla bazı şartlar öne sürdü.
Bunlar;
- Saray devlet işlerine
karışmayacak, saraya sunacağı bütün teklifler kabul edilecek.
- Atamalara kimse
karışmayacak.
- Hakkında bir dedikodu
çıkarsa hemen karar verilmeyecek, önce kendisine sorulacaktı.
Bu şartların kabul edilmesiyle göreve başlayan Köprülü;
devletin iç ve dış durumunu düzeltti, asayiş ve güvenliği sağladı, maliyeyi
düzeltti.
Köprülü Mehmet Paşa’dan sonra yerine oğlu Fazıl Ahmet
Paşa getirildi. Onun zamanında Girit'in fethi tamamlandı. Avusturya yenilgiye
uğratılarak Vasvar Antlaşması yapıldı. Lehistan yenilgiye uğratılarak Bucaş
Antlaşması yapıldı. Mali sorunlar çözüldü. Devlet adeta yükseliş dönemi
yaşadı.
Fazıl Ahmet Paşa’dan sonra yerine Merzifonlu Kara Mustafa
Paşa geçti, ancak onun Viyana’da yenilmesi bütün yapılanları mahvetti.
17. yüzyılda yapılan Islahatlar duraklamayı
önleyememiştir. Bunda;
- Islahatların yetersiz
olması ve kişilere bağlı kalması, ıslahatlarda sürekliliğin
sağlanamaması
- Sorunlara kesin
çözümler bulunamaması, ıslahatların genelde kuvvete ve şiddete dayalı
olarak yapılması
- Başta yeniçeriler
olmak üzere bazı kesimlerin ıslahatları engellemesi
- Batıdaki gelişmelerin
takip edilememesi
etkili olmuştur.
Bütün bunlara rağmen ıslahatlar devletin ömrünü uzatmış,
18. yüzyıl ıslahatları için bir basamak olmuştur.
|