Osmanlı Devleti, kurulundan XVI.yüzyılın sonlarına
kadar sürekli bir ilerleme ve gelişme içinde olmuştur. Üç kıtaya yayılan ülke,
en geniş sınırlarına ulaşmıştır ancak, ülke XVI.yy sonlarından itibaren
duraklama sürecine girdi. Duraklama, XVII.yy boyunca devam etti. Bu dönemde de
bazı başarılar kazanılmışsa da kalıcı olmamıştır.
Osmanlı devletinin duraklama dönemine girmesinin bir takım sebepleri
vardır.
İç Sebepler
Yönetimdeki Bozukluklar
XVII.yüzyıldan itibaren başa geçen padişahların bir kısmı çocuk denecek
yaştaydı. Devlet işlerini sadrazama ve valide sultanlara bıraktılar. Bu yüzden
sık sık padişah değişti. I.Ahmet zamanında veraset sisteminde değişiklik oldu.
Padişahın oğlunun başa geçmesi yerine, Osmanoğulları ailesinin en yaşlı ve en
akıllısının padişah olması kabul edildi.
Şehzadeler, sancaklara gönderilmeyip, sarayda tutuldular. Bunun sonucu
olarak, şehzadeler yönetim konusunda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip
olmadılar. Zaman zaman saray kadınlarının ve entrikacı devlet adamlarının
etkisinde kalmışlardır.
Duraklama döneminde iş başına getirilen sadrazam, vezirler ve diğer
yöneticilerin de büyük bir kısmı yetenekli şahsiyetler değildi. Padişaha ve
saray kadınlarına yarananlar ön plana çıktılar. Azınlıklardan olup da devlet
içine sızan kimseler de bazı zararlı işlerde bulunmuşlardır. Rüşvet ve iltimas
başladı. Halkın devlete olan güveni azaldı. Devlet otoritesi sarsıldı ve
çeşitli iç isyanlar çıktı.
Ordu ve Donanmanın Bozulması
Ordu
bir taraftan savaşırken diğer taraftan iç isyanları bastırmak için uğraşıyordu.
III.Murat’tan itibaren Yeniçeri Ocağı’nın devşirme kanunu bozuldu. Askerlikle
ilgisi olmayanlar, iltimasla ocağa alındılar. Yenilgiyle sonuçlanan bir çok
savaşta, yeniçeriler eskisi kadar başarılı olamadılar. Tımar sistemi bozulunca,
tımarlı sipahiler de bozuldu. Ordu ayaklanmalara karıştı. Bazen padişahı bile
tahttan indirdikleri görülmüştür. Bazı devlet adamlarının kışkırtmaları da bu
durumlara sebep olmuştur. Donanma eski önemini ve gücünü kaybetmiştir.
Ekonomik
ve Sosyal Durumun Bozulması
Duraklama devrinde girişilen savaşların uzun
sürmesi ve iyi neticeler alınması, ganimetlerin azalmasına neden oldu. Bazı
yöneticilerin ve saray kadınlarının israfı da maliyenin durumunu etkilemişti.
Sık sık padişah değiştiğinde cülûs
bahşişi dağıtmak için hazinede para bulunamadı. XVI. yy.dan itibaren nüfus
artmış, iş alanları eskiye oranla azalmıştır. İç isyanlar çıkınca Anadolu’dan
büyük şehirlere göç oldu.Paranın değeri düşmüş, fiyatlar artmış bu durum ülkede kargaşalık yaratmıştır.
Ayrıca, bozulan kurumlar arsında medreselerin de olmasının etkisi
büyüktür. İlmiye teşkilatının bozulması yüzünden, nitelikli din ve devlet adamı
yetişmemiştir. Özellikle İstanbul’da
çıkan gereksiz dinî tartışmalar, toplum hayatını olumsuz yönden
etkilemiştir.
Dış
sebepler
Osmanlı
Devleti’nin doğal sınırlara kavuşması
XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Doğuda
Azerbaycan, İran dağları, Hazar Denizi’ne kadar genişlemiş, güneyde Umman
Denizi’ne kadar uzanmıştı. Kuzey Afrika tamamen alınmıştı. Kuzeyde Karadeniz
kıyıları ve Kırım Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştı. Batıda Adriyatik ve Yunan
Denizi’ne kadar genişlemiş, viyana önlerine kadar gidilmişti. Bu geniş
sınırların daha da genişlemesine imkân yoktu. Kaldı ki bu sınırları korunması
da zorlaşmıştı. Dış saldırılar nedeniyle birçok cephe de savaşmak zorunda kalan Osmanlı
ordusunun gücü bölünmek durumda kalmıştır. Duraklama ile birlikte bazı
yenilgiler başladı.
Avrupa
devletlerinin Osmanlara karşı tutumları
Bu
devirde kuvvetli devletler hâline gelen Avrupa ülkeleri, Osmanlılara karşı
birleştiler. Osmanlıları Avrupa’dan atmak için aralarında kutsal ittifak
kurdular.
Osmanlıların
Avrupa’daki ilerlemelere ayak uyduramaması