TENİS:
Küçük bir
topun raketle vurularak oyun alanının orasına gerilmiş olan file üzerinden
karşı sahaya atılmasıyla oynanan spor dalıdır.Tenisin kökeni kimilerine göre
antik Roma döneminde, çıplak ya da eldivenli el ile oynanan "tringon"
adı verilen oyuna dayanır. Diğer bir görüş ise benzer bir oyunun ilk kez
Meksika'da Toltec yerlileri tarafından oynandığı ileri sürülmektedir. Mısır ve
İspanya'da bulunan fresklerde ve Rönesans dönemi İtalya'sından kalma
resimlerde, "giocco del pallone" ve "juego de pelota"
isimleri altında, benzer esaslara dayanan oyunların duvarla çevrili alanlarda
oynandığı görülmektedir.
VOLEYBOL:
Altışar
kişiden oluşan iki takımın topu üç pasta filenin üzerinden geçirmeye ve rakip
takımın sahasına düşürmelerine dayanan spor dalı.Voleybol 1885 yılında Amerika'da icat edildi. Holyoke YMCA Okulun'da öğretmenli yapan William Morgan basketbol topunun iç lastiğiyle böyle bir oyunun oynanabileceğini düşündü ve ilk uygulamayı öğrencileri arasında yaptı. 1. Dünya savaşı yıllarında voleybol Uzakdoğu'ya ve Avrupa'ya yayıldı.1964 Tokyo Olimpiyatlarından itibaren olimpiyat programına alınan voleybol'da 80'li yıllara kadar Sovyetler büyük üstünlük kurdu.
KAYAK:
Fiber ya da plastik maddelerden yapılmış
olan kayaklarla kar üzerinde çeşitli yönlere kaymaya dayanan spor dalıdır.
İnsanlık tarihi kadar eski bir spor dalı olan kayak, insanoğlunun doğa ile
yapmış olduğu yaşam savaşı sonucu ortaya çıkmıştır. Tarih öncesi çağlarda
insanların kışın karda batmamak amacıyla, ayaklarına bağlamış oldukları çeşitli
şekillerdeki ağaç parçaları kayağın en ilkel şeklini temsil etmektedir.
Bir masanın iki tarafındaki sporcuların
ellerindeki raketler yardımıyla küçük bir topu, masanın ortasına gerilmiş ağ
üzerinden karşı tarafa geçirmeye çalıştıkları spor dalıdır. Masa tenisi, 16.
yüzyılda İngiltere'de yemek masalarının üzerinde lastik bir topun, rakete
bezeyen kasnaklar aracılığıyla fırlatılarak oynanması sonucu tesadüfen ortaya
çıktı. İlk zamanlar "ping pong" adı verilen bu oyun, 19002 yılında
kurulan Ping Pong Birliği'nin, 1921-22 yılları arasında tekrar oluşturulması
ile birlikte "Masa Tenisi" olarak anılmaya başlandı.
POLO:
İki takım
arasında, top ve sopalar yardımıyla at üzerinde oynanan bir açık alan oyunudur.
Küçük bir topu uzun soplar yardımıyla rakip kaleye atarak sayı kazanılmaya
çalışılan "polo" oyununda oyuncuların hem ata binme hem de topa vurma
becerilerinin çok iyi olması gerekir.
SÖRF:
Uzun bir boarddan yararlanarak, dalgaların
üstünde ayakta kaymaya dayanan spor dalıdır. Rüzgar ve dalganın etkisiyle
yapılan ve rüzgar sörfü olarak da bilinen wındsurf'e, yelken dalı içinde yer
verilmiştir.
SU KAYAĞI:
Ayağa takılı kayaklar yardımıyla, hızla
giden bir teknenin arkasına bağlı olan halata tutunarak su üstünde kaymaya
dayanan açık hava sporudur. Su kayağı sporunun ilham kaynağının, karda atlar
tarafından çekilen kayakçılar olduğu sanılmaktadır. İlk kez 1925 yılında ABD'li
Fred Walter bu spor dalının patentini aldı. Gerçek anlamda bir spor olarak ilk
kez denenmesi ise 1920'li yıllarda ABD'li Ralph Samuelson tarafından yapıldı.
1930'lu yıllarda, başta ABD olmak üzere, Avusturalya, İngiltere ve Fransa'da
yaygınlaştı, 1946'da ise, dünya çapındaki en önemli karar ve yönetim organı
Dünya Su kayağı Birliği "World Waterski Union" (WWSU) kuruldu. 1949 yılında
su kayağın da ilk Dünya Şampiyonası yapıldı; daha sonara bu şampiyona düzenli
olarak sürdürüldü.
TEKVANDO:
Rakibe karşı silahsız olarak, çıplak el ve
ayaklarla yapılan savunma tekniklerini içeren spor dalıdır. Tekvandonun kelime
anlamı: Tae; ayak, Kwon; el, Do;yol-sanat olup, el ve ayakla savunma sanatı
anlamına gelir. Fakat tekvando, sadece bir teknik ve yetenek olmayıp, aynı
zamanda felsefi ve insancıl değerler toplamıdır.
SU TOPU:
Havuzda 7'şer kişilik iki takım arasında
oynanan, batmaz bir topu rakip takımın kalesine sokmayı amaçlayan su sporudur.
Sutopu, süratli bir takım oyunudur ve oyuncuların iyi yüzücüler olmalarının
yanı sıra, ciğer kapasitelerinin de çok yüksek olması gerekir.Sutopu, 1870'li
yıllarda İngiltere'de ortaya çıkmış; kuralları belirlenmiş olarak ise ilk kez
1890 yılında İngiltere ile İskoçya arasında oynanmıştır. 1900 yılında da
Olimpiyat Oyunları'nda yer almıştır. Sutopunun uluslararası yönetim organı,
Amatör Yüzme Federasyonu'na (FINA) bağlı Uluslararası Sutopu Yönetim Kurulu
olup, 1908'de kurulmuştur. 1920'li yıllarda sutopunun güç ve yetenek
isteyen spor dalı olmasını sağlayan derin havuzlar kullanılmaya
başlanmıştır. 1937 yılında ise FINA, sutopu oyununun tam şişirilmiş, pas yapma
becerisi yüksek topla oynanmasını karara bağlamıştır.
HALTER:
Halter sporunun geçmişi ilkel toplumlara
kadar uzanmaktadır. Söz konusu dönemlerde, erkek çocukları için yapılan
"ergenlik sınavında" özel bir taşı en çok kaldıran sınavı
kazanmıştır. Halterin bir spor dalı olarak kabul edilmesi ve ilgi görmesi ise
18.yy. sonlarına kadar dayanmaktadır. Ancak Halterciler(Alman Eugene Sandow,
Arthur Saxon ve Fransız Louis Apollon) şovmen, haltercilik de panayır ve
tiyatrolarda bir gösteri biçimi olarak kabul edilmiştir.
JUDO:
Rakibe vurmaksızın denge ve güç unsurlarının
kullanarak savunma yapmaya dayanan spor dalıdır. Judo, Jujutsu'dan doğan spor
dallarından birisidir. Jujutsu ve Judo Çin karakteri ile yazılan kelimeler olup
Ju, her ikisinde de "Yumuşaklaşmak" veya "Yol Verme", Jutsu
"Sanat Çalışma", "Do" ise "Prensip" veya
"Yol" anlamına gelmektedir. Jujutsu"Yumuşak Sanat",Judo
zafer kazanmak için önce yol vermeyi ifade eden "Yumuşaklılık Yolu",
Kodokan ise,"Yolu Çalışma Okulu" demektir. Judonun amacı,zihinsel ve
ahlâki disiplin yoluyla sağlam karakterli insan yetiştirirken vücudu kuvvetli,
faydalı ve sağlıklı yapmaktır. Judoda birinci kural, kuvvete karşı koymadan
rakibin kuvvetinden yararlanmak, ikinci kural ise şiddet kullanmamaktır. Judocu
rakibine acı vererek değil, onu acı sınırının eşiğine getirerek üstünlüğünü belirtir.
Judo bu tür kuralları bedensel ve zihinsel enerjiden en üstün ve en uygun bir
şekilde kullanabilme yöntemini öğretirken, bunu yaşamın her döneminde de
kullanmasını sağlar.
HENTBOL:
Kapalı salonda 7, açık alanda 11'er kişilik
iki takım arasında, topun elle oynanarak kaleye sokulmasına dayanan spor
dalıdır. İlk kez 1927'de İstanbul'da bir açık alan sporu olarak oynanan
hentbol, daha sonra yavaş yavaş Anadolu'ya da yayılarak oynanmaya başlanmıştır.
Ancak Türkiye'de hentbol, voleybol ve basketbol ile birlikte 1942 yılında
"Spor Oyunları Federasyonuna" bağlanınca canlanmaya başlamış, ilk
hentbol ligi 1942-43 sezonunda İstanbul Hentbol Ligi adıyla kurulmuş ve o yıl
Defterdar Takımı şampiyon olmuştur. 1943-44 ve 1944-45 yılları arasında ise Galatasaray
şampiyonluğu elinde tutmuştur. 1945'te ilk kez düzenlenen Türkiye Şampiyonası
düzenlenmiş, şampiyon da" Kara Harp Okulu"olmuştur.
GOLF:
Üzerinde
doğal Ve yapay engellerden oluşan parkurlar bulunan geniş bir çim arazide, özel
bir topu sopalar yardımıyla her parkur sonundaki deliğe en az sayıda sıralı
vuruşla sokma esnasına dayanan açık alan sporudur. Rakibe ve skora karşı
oynanmadığı için golf, her yaş, cinsiyet ve kondisyonda yapılabilen bir
spordur. Golf sporunun kökenin 15.yüzyıllara indiği, bu dönemde Hollandalı
denizcilerin golfa benzeyen bir oyunu aralarında ilk kez oynadıkları
bilinmektedir. Flemenkçe'de "çomak" anlamına golfun daha sonra
denizciler tarafından Britanya adalarına taşındığı sanılmaktadır.
ATICILIK:
Barutun bulunup ateşli silahların kullanılması
ile spor görünümüne kavuştu. Hayli masraflı olan bu silah kullanma sporu
19.yüzyılın ortalarında Kuzey Avrupa ülkelerinde ve İngiltere'de başladı.
Atıcılıkta ilk dünya şampiyonası 1890'da yapıldı, 1896 Olimpiyatlarının
programına alındı. Atıcılık Osmanlı döneminde 1940 yılından itibaren ele
alındı. Spor klüplerinin kurulması ve ordunun ilgi göstermesi ile kabul edildi.
ATLETİZM:
İnsanoğlunun yaptığı en eski spor
dallarından biri. Fiziksel güç, dayanıklılık, çeviklik, hız gibi nitelikler
gerektiren; koşu, yürüyüş, atma ve atlamalardan oluşan çalışmalar, etkinlikler,
oyun ve yarışmaları ifade eder. Antropologlar, sosyologlar ve spor
araştırmacılarının belirlediklerine göre, insanoğlu çok eski çağlarda yaşama
mücadelesi verirken atletizme başladı, Vahşi hayvanların saldırısından kaçmak
ya da karnını doyurmak üzere avlayacağı hayvanları kovalamak için koşmayı
öğrendi. Kendisini korumak için önce taş, daha sonra mızrak atma tekniklerini
geliştirdi. Antik çağda düzenlenen olimpiyat oyunlarının ana yarışma dalını da
atletizm oluşturdu. Bilinen ilk olimpiyat şampiyonu M.Ö. 776'da yapılan ilk
olimpiyatın 200 metre birincisi Elisle Corebus oldu. Buna paralel olarak KIR
KOŞULARI, YOL KOŞULARI, PİST KOŞULARI'dır.
BASKETBOL:
Topu yerden 3.05 metre yükseklikteki bir çemberden
geçirmeye çalışan beşer kişilik takımların elle oynadıkları oyun.
Basketbol, aslen Kanadalı olan ve 39 yılını Amerika'da spor öğretmenliği yaparak geçiren Dr. James Naismith tarafından bulundu.
İlk basketbol maçı 20 Ocak 1892 günü Springfield YMCA dershanesinde spor salonunda oynandı. Naismith oyunun esaslarını 13 ana maddede topladı. Ülke içindeki işbirliği ile bu oyun iki yıl içinde tüm Amerika'ya yayıldı. Amerikanlı askerler birinci dünya savaşın sırasında basketbol un Avrupa'ya yayılmasında büyük rol oynadılar.
Basketbol, aslen Kanadalı olan ve 39 yılını Amerika'da spor öğretmenliği yaparak geçiren Dr. James Naismith tarafından bulundu.
İlk basketbol maçı 20 Ocak 1892 günü Springfield YMCA dershanesinde spor salonunda oynandı. Naismith oyunun esaslarını 13 ana maddede topladı. Ülke içindeki işbirliği ile bu oyun iki yıl içinde tüm Amerika'ya yayıldı. Amerikanlı askerler birinci dünya savaşın sırasında basketbol un Avrupa'ya yayılmasında büyük rol oynadılar.
BİNİCİLİK:
At terbiyesi, engel atlama, kros gibi ana
bölümlerden oluşan bayan ve erkek sporcuların bir arada yarıştığı olimpik atlı
spor dalı.
Binicilik sporunun tarihi, İnsanın atı ehlileştirerek binmeye başladığı ilk çağlara dayanır. 4 bin yıllık geçmişiyle en eski spor dallarından biri olarak kabul edilir. M.Ö. 688'de Yunanlılar Iskitler'den öğrendikleri biniciliği "araba yarışları" biçiminde olimpiyat yarışma programına aldılar. 16.yy'da ilk binicilik okulu İtalya'nın Napili kentinde açıldı. At ve binicilik, İslam dünyasında özellikler Türkler arasında önemli bir yer tuttu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde köyden büyük şehirlere kadar hemen her kesimde binicilik yarışmaları düzenlendi. Sultan Abdülaziz düzenlediği yarışlar sayesinde bu spor dalına verilen önemi arttırdı. 1913'te Mahmut Şevket Paşa, Sipahiocağı'nı kurdular. Bu ocak sayesinde özellikle ordu, biniciliğimizin en önemli kaynağı haline geldi.
Binicilik sporunun tarihi, İnsanın atı ehlileştirerek binmeye başladığı ilk çağlara dayanır. 4 bin yıllık geçmişiyle en eski spor dallarından biri olarak kabul edilir. M.Ö. 688'de Yunanlılar Iskitler'den öğrendikleri biniciliği "araba yarışları" biçiminde olimpiyat yarışma programına aldılar. 16.yy'da ilk binicilik okulu İtalya'nın Napili kentinde açıldı. At ve binicilik, İslam dünyasında özellikler Türkler arasında önemli bir yer tuttu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde köyden büyük şehirlere kadar hemen her kesimde binicilik yarışmaları düzenlendi. Sultan Abdülaziz düzenlediği yarışlar sayesinde bu spor dalına verilen önemi arttırdı. 1913'te Mahmut Şevket Paşa, Sipahiocağı'nı kurdular. Bu ocak sayesinde özellikle ordu, biniciliğimizin en önemli kaynağı haline geldi.
BİSİKLET:
İnsan gücünü ise çeviren, pedal veya
benzeri bir mekanizma ile çalışan iki tekerlekli motorsuz taşıt aracıyla, özel
pistte, yolda veya açık arazide ferdi ve takım halinde yapılan spor dalı.
19.yüzyılda ortaya çıkan ilk bisiklet örnekleriyle başladı. 1690'da Fransız
asilzadelerden Sivrac'ın yaptığı ve "Celerifere" adını verdiği iki
tahta tekerlekli pedalsız bisiklettir. 1834'te İskoç Kirkpatrick McMillan
pedalı icat etti. 1866'da bisiklet yaygınlaşmaya başladı. Bisiklet 1896 da ilk
olimpiyatlarda yer aldı. Saate karşı yarış ise 1900'de yapıldı ve halen yarışma
olarak kabul edilir.
BOKS:
Özel eldiven takılmış, kilolarına göre
sınıflandırılmış, iki kişinin, ring adı verilen kare biçimindeki bir alanda
yumruklarıyla vuruşarak birbirlerine üstünlük sağladıkları, amatör veya
profesyonel olarak oynanan oyun. En eski spor dallarından biri olan boksun 5
bin yıllık geçmişi vardır. Önceleri askeri amaçlarla, yakın yakın dövüş
tekniklerinden biri olarak boks özellikle jimnazyumlarda gençlere
öğretiliyordu. Daha sonra güreşin bir parçası olarak spordaki yerini almaya
başladı. M.Ö. 2500 yıllarında boks'un bir spor mücadelesi biçiminde uyguladığı,
Mezopotamya'da Bağdat yakınlarında bulunan tabletlerdeki kabartmalardan da
anlaşıldı. Boks'un temelleri İngiltere'de atıldı. 17.yy'da İngiliz'ler vuruş
biçimlerini belirlediler. Şiddet unsurlarını azaltarak olayın sportif yanını
geliştirdiler.
CIMNASTIK:
Atletizm ve gösteri niteliklerini taşıyan,
vücudun esnekliğine, çevikliğine dayalı çeşitli ritmik-artistik hareketlerden
oluşan, bayanlar ve erkeklerin yaptığı aletli-aletsiz spor dalı. Cimnastik
sporunun kökleri tarih öncesi eski çağlara kadar uzanır.
Sosyologlar, insanoğlunun maymunlardaki çevikliğe özenerek ilk cimnastik hareketlerini taklit yoluyla gerçekleştirdiğini belirtirler. Cimnastik, Cin, Pers, Hindistan, Yunan ve Roma uygarlıklarında da önemli yer tutar. Bugünkü modern cimnastiğin temelleri 18.yy'da Almanya'da atıldı. Modern cimnastik, Atina'da düzenlenen 1896 olimpiyatlarından itibaren olimpiyat programlarına alındı.
Sosyologlar, insanoğlunun maymunlardaki çevikliğe özenerek ilk cimnastik hareketlerini taklit yoluyla gerçekleştirdiğini belirtirler. Cimnastik, Cin, Pers, Hindistan, Yunan ve Roma uygarlıklarında da önemli yer tutar. Bugünkü modern cimnastiğin temelleri 18.yy'da Almanya'da atıldı. Modern cimnastik, Atina'da düzenlenen 1896 olimpiyatlarından itibaren olimpiyat programlarına alındı.
ÇİM HOKEYİ:
Futbol alanı büyüklüğünde bir alanda, on
birer kişilik takımların sopalar yardımı ile topu kaleye sokmak için mücadele
ettikleri spor dalı.
Çim hokeyi, futbolla, buz hokeyinin bir karışımıdır. Bu iki spor dalı kadar popüler olmasa da Batı Avrupa'da da bayanlar arasında, Asya ülkesinde de erkekler arasında hayli yaygındır. Bu oyunun ilk olarak eski Yunan'da oynandığı, bugünkülere benzer kurallarının da Persler tarafından konduğu sanılmaktadır. Hokeyi İngilizlerden öğrenen Hintli ve Pakistanlılar, günümüzde bu spor dalında üst sıralarda yer almaktadır. 1908'den bu yana olimpiyatlarda yer alır. (1924 hariç).
Çim hokeyi, futbolla, buz hokeyinin bir karışımıdır. Bu iki spor dalı kadar popüler olmasa da Batı Avrupa'da da bayanlar arasında, Asya ülkesinde de erkekler arasında hayli yaygındır. Bu oyunun ilk olarak eski Yunan'da oynandığı, bugünkülere benzer kurallarının da Persler tarafından konduğu sanılmaktadır. Hokeyi İngilizlerden öğrenen Hintli ve Pakistanlılar, günümüzde bu spor dalında üst sıralarda yer almaktadır. 1908'den bu yana olimpiyatlarda yer alır. (1924 hariç).
ESKRİM:
Kılıçla dövüşme sanatının çeşitli
kategorilere ayrılarak ve teknolojik gelişmelerden yararlanarak uygulanmasına
dayalı bayan ve erkek sporu. 1896'dan bu yana olimpiyat programlarında yer alan
eskrimde İtalyan, Fransız ve Macar sporcular önemli başarılar elde ettiler.
1928'den 1960'a kadar olimpiyat şampiyonluğunu kimseye kaptırmayan tek ülke Macar'lardır.
1928'den 1960'a kadar olimpiyat şampiyonluğunu kimseye kaptırmayan tek ülke Macar'lardır.
FUTBOL:
On birer kişilik iki takım arasında
oynanan, küre biçiminde özel bir topun eller kullanılmadan ayak, kafa ve
vücudun öteki kısımlarıyla vurularak rakip kaleye sokulmasına dayalı bir spor
dalı.
Futbol çağımızın en çok sevilen sporu olarak kabul edilir. Futbolun geçmişi M.Ö. 3000 yıllarına kadar dayanır. Çin'de imparator Huang Ti döneminde (M.Ö. 2697), askerlerin savaşa hazırlık amacıyla Tsu-Cuhu adıyla bir tur futbol oynadıkları, yazılı belgelerden anlaşılır. Bu topun deriden yapılmış, yuvarlak topun, iki kazık arasından geçirilmesine dayanıyordu. Bugünkü modern futbolun kaynağı İngiltere oldu. İngilizler 12.yy'dan itibaren futbol oynamaya başladılar. II Edward tarafından 1314 yılında yasaklandı. 17.yy'a kadar futbol hep gizli oynandı. Futbolculara da halk tarafından hep kötü gözle bakıldı. Kral II.Charles döneminde serbestçe oynanmaya başlamış. 1863 yılında futbol kuralları üzerinde kesin anlaşmaya varıp İngiltere Futbol Federasyonunu kurdular. Bu tarihten sonra da Avrupa ülkelerine ve bütün dünyaya yayıldı. Modern futbol 19.yüzyılın sonlarında Türk toplumunda oynanmaya başladı. Şu an oldukça ilgi duyulan futbol, hemen hemen tüm spor dallarından önce gelir. Türkiye milli maçlarında vermiş olduğu karşılaşmalarda, bir çok başarıya imza atmış bulunmaktadır.
Futbol çağımızın en çok sevilen sporu olarak kabul edilir. Futbolun geçmişi M.Ö. 3000 yıllarına kadar dayanır. Çin'de imparator Huang Ti döneminde (M.Ö. 2697), askerlerin savaşa hazırlık amacıyla Tsu-Cuhu adıyla bir tur futbol oynadıkları, yazılı belgelerden anlaşılır. Bu topun deriden yapılmış, yuvarlak topun, iki kazık arasından geçirilmesine dayanıyordu. Bugünkü modern futbolun kaynağı İngiltere oldu. İngilizler 12.yy'dan itibaren futbol oynamaya başladılar. II Edward tarafından 1314 yılında yasaklandı. 17.yy'a kadar futbol hep gizli oynandı. Futbolculara da halk tarafından hep kötü gözle bakıldı. Kral II.Charles döneminde serbestçe oynanmaya başlamış. 1863 yılında futbol kuralları üzerinde kesin anlaşmaya varıp İngiltere Futbol Federasyonunu kurdular. Bu tarihten sonra da Avrupa ülkelerine ve bütün dünyaya yayıldı. Modern futbol 19.yüzyılın sonlarında Türk toplumunda oynanmaya başladı. Şu an oldukça ilgi duyulan futbol, hemen hemen tüm spor dallarından önce gelir. Türkiye milli maçlarında vermiş olduğu karşılaşmalarda, bir çok başarıya imza atmış bulunmaktadır.
KANO:
Akarsularda zamanla olduğu gibi, güç doğa
koşularıyla da mücadele etmeye dayanan ve küçük bir tekneyi tek kürek
yardımıyla hedefe ulaştırma prensibi üzerine kurulu spor dalı. Kano, bir
olimpiyat sporu olarak çok çeşitli teknelerle yapılır. Bu sınıflar kano ve
kayak olmak üzere iki kategoriye ayrılmış olup, kanolara "Canadians"
da denir. Kanolar Kızılderililerin teknelerinden doğmuştur.
KÜREK:
İnsanoğlunun denizler ve akarsularla basit
araçlar kullanarak mücadelesini temel alan bir spor dalıdır. Küreğin ilk kez ne
zaman ve kimler tarafından kullanıldığı tam olarak bilinmiyor. Ancak tarihsel
kaynakların çoğu, küreğe benzer gereçlerin ilk olarak Akdeniz'de görüldüğünü,
ilk kürek yarışmasının da Mısır'da Nil Nehri üzerinde yapıldığını öne sürerler.
İlk kürek yarışı 1715 yılında İngiltere'de Thames Nehri'nde yapıldı. 1900 Paris
Olimpiyatlarından beri olimpiyat programında yer alır.
KIŞ SPORLARI:
Zorlu doğa koşullarına karşı, insanoğlunun
çeşitli araçlar yardımıyla kar ve buz üzerinde hareket etmesine dayalı spor
dalı.
Kayak, kış sporlarının temelini oluşturur. Isvec'li arkeologların yaptığı kazılar, kayak sporunun en azından dört bin yıllık bir geçmişi olduğunu kanıtladı. 205 cm boyunca, orta yerindeki genişliği 15 cm olan kayakların cam ağacından yapıldığı anlaşıldı, M.S. 526-559
yıllarında Procopios'un yazılarında kayak müsabakalarına yer verildiği görüldü. 1891'de Avusturyalı Zdarsky (1874-1946) ilk spor kayağını yaptı. 1892'de Almanya, 1894'te Avusturya ve 1901 yılında Fransa'da başlayan kayak müsabakaları giderek kış sporları içine girdi.
Kayak, kış sporlarının temelini oluşturur. Isvec'li arkeologların yaptığı kazılar, kayak sporunun en azından dört bin yıllık bir geçmişi olduğunu kanıtladı. 205 cm boyunca, orta yerindeki genişliği 15 cm olan kayakların cam ağacından yapıldığı anlaşıldı, M.S. 526-559
yıllarında Procopios'un yazılarında kayak müsabakalarına yer verildiği görüldü. 1891'de Avusturyalı Zdarsky (1874-1946) ilk spor kayağını yaptı. 1892'de Almanya, 1894'te Avusturya ve 1901 yılında Fransa'da başlayan kayak müsabakaları giderek kış sporları içine girdi.
OKCULUK:
Kökeni insanoğlunun avcılık günlerine
dayanan, oku bir yay aracılıyla hedefe göndermeyi amaçlayan spor dalı. Okçuluk
ilk kez 1904 yılında olimpiyat programına alındı. Bu branşta ilk dönemlerde
Fransa, Belçika ve İngiltere başarılı sonuçlar almış, daha sonraki dönemlerde
Amerika, Sovyetler Birliği, Iskandinav ülkeleri ve İtalya bu ülkeleri
izlemiştir.
YELKEN:
İnsanoğlunun suyun kaldırma kuvvetinden
istifade ederek kullandığı teknelere rüzgarın enerjisini de eklemesiyle oluşan
ve önceleri bir ulaşım biçimiyken sonra doğayla mücadelenin ağır bastığı bir
faaliyet halene gelen spor dalı. Özellikle açık denizlere kıyısı olan ülkelerin
benimsediği yelkenli tekneler, ulaşım ve savaş amaçlarıyla da kullanıldı.
Yelkenli bir spor dalı olarak benimseyen ilk ülke İngiltere'dir. 1693 yılında
Seamark Cub adında bir kulübün kurulmasından sonra yelken sporu dünyanın diğer
ülkelerine de yayıldı.
YÜZME:
İnsanoğlunun ilk çağlardan bu yana doğaya
uyum sağlayabilmek için ihtiyaç duyduğu aktivitelere dayalı spor dalı. Önce
hayvanların hareketlerini izleyen, sonra da suyun içinde kol ve bacaklarını
içgüdüsel bir biçimde kımıldatan insan, kısa sürede yüzmeyi öğrendi.
Ancak bu aktivitenin organize bir yarış biçimi haline gelmesi 19. yy'a rastlar Bununla birlikte bazı tarih kitaplarının Japonya'da yüzme yarışlarının çok daha eskilere dayandığını, 1603'te Japonların ilk ulusal yarışmayı düzenlediklerinden söz eder.
Yüzme sporuna Avrupa kıtasında öncülük eden İngiliz'lerdir.
Ancak bu aktivitenin organize bir yarış biçimi haline gelmesi 19. yy'a rastlar Bununla birlikte bazı tarih kitaplarının Japonya'da yüzme yarışlarının çok daha eskilere dayandığını, 1603'te Japonların ilk ulusal yarışmayı düzenlediklerinden söz eder.
Yüzme sporuna Avrupa kıtasında öncülük eden İngiliz'lerdir.