Evcil hayvanların ürünlerinden ( et, süt, yumurta, bal, yün,
deri) ve gücünden yaralanmak için üretilmesi ve yetiştirilmesi faaliyetine
denir. İnsanın ekonomik faaliyetleri içinde önemli yeri olan hayvancılık
beslenmenin temel taşlarından biridir. Dengeli beslenmede hayvan ürünlerinin
maddesi olan protein önemli yere sahiptir. Ayrıca hayvanlardan elde edilen yün,
deri ve diğer ürünler dokuma endüstrisi başta olmak üzere pek çok sanayi dalına
hammadde sağlar. Tarımsal faaliyetler arasında yer şekillerimizin engebeli
olduğu yörelerimizde hayvanların gücünden yararlanılır.
Örnek: Aşağıdaki endüstri dallarını
hangisi üretiminde hayvansal hammaddeden yararlanmaz?
a.)
b.) Konfeksiyon c.) Seramik
d.) Dokuma e.) İlaç
Çözüm: Et ve balık eti endüstrisinde ;
yün , ipek ve deri dokuma ve konfeksiyon endüstrisinde ; balık , kemik gibi yan
ürünlerde ilaç endüstrisinde hammadde olarak kullanılır. Seramik endüstrisinin
hammaddesi ise toprak ve boyadır. (cevap C)
Yer şekillerinin engebeli olan
ülkemizde değişik tür cinste hayvan yetiştirilir. Sığır , koyun , keçi , manda
, kümes hayvanları ülkemizde en çok yetiştirilen hayvan türleridir. İpek
böcekçiliği ve arıcılıkta diğer bir hayvancılık türleridir. Ayrıca çevremizdeki
denizlerde avlanan balıklarda hayvancılığın sektörünün diğer bir şeklidir.
Türkiye’de hayvancılık faaliyeti
tek başına yapılmaz. Tarla , bahçe ve bağ işleri ile birlikte götürülür. Yani
tarım faaliyetleri ile paralel olarak götürülür. Tarımdan elde edilen gelirin
üçte biri hayvancılıktan elde edilir.
Hayvan sayısı bakımından
Avrupa’da birinci sırada yer alan ülkemiz çevresindeki ülkelere hayvan ürünleri
ihraç eder.
Hayvan türlerinin dağılış ile ülkemizin
doğal bitki topluluğu arasında sıkı bir ilişki vardır. Yüksek dağ çayırlarının
bulunduğu Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinin yüksek dağlarıyla Doğu Anadolu
sığır yetiştiriciliği, cılız otlarla kaplı İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu’da
küçük baş hayvancılık yapılır.
Türkiye’de makineli tarıma
geçişin en önemli sonuçlarından biride doğal çayır ve meraların azalmasıdır. Bu
ise ahır hayvancılığını gerekli kılarken , yem sorununu ortaya çıkarmıştır.
*Türkiye’de Hayvancılığı
Etkileyen Başlıca Faktörler Şunlardır;
- Otlak
ve mera hayvancılığı yapılması.
- Erken
otlanmanın önlenmesi
- Hayvan
sayılarının ıslahı ( iyileştirilmesi )
- Ahır
ve besi hayvancılığının yaygınlaştırılması.
- Doğal-yapay
yem üretiminin artırılması.
- Erken
kesimin önlenmesi.
- Pazarlama
olanaklarının artırılması.
- Hayvan
hastalıklarının önlenmesi.
Otlak ve Mera
Hayvancılığı :
Ülkemizde yüksek sıra dağlar ve
platolar geniş yer kaplar. Buralarda kendiliğinden ot topluluklarının yetiştiği
alanlara mera denir.
Hayvanların
doğal beslenme alanları olan otlak ve meralar, Türkiye yüz ölçümünün dört’te
birini oluşturur. Ancak artan hayvan sayısı , mera alanlarının tarlaya
dönüştürülmesi ve erozyon , otlak alanlarının gün geçtikçe azalmasına ve
zayıflamasına neden olmuştur.
Mera
alanları sabit olmasına rağmen bu alanlardan beslenen hayvan sayısının artması,
mera’ların zayıflamasına ve yok olmasına neden olmuştur. Özellikle erozyon
nedeni ile artan toprak kaybı , mera alanlarını verimsizleştiren en önemli
sorunlardan biridir.
Türkiye’de
traktör , kullanımının yaygınlaşması mera’ların tarlaya dönüştürülmesi
hayvancılığı olumsuz yönde etkilemiştir.
Otlak ve
mera hayvancılığının doğal şartlara bağlı olması hayvanlarda alınan verimin
yıllara göre değişimine neden olmaktadır. Özellikle kurak geçen yılarda zayıf
kalan otlar , hayvanların yeterince beslenememesine ve verimlerinin azalmasına
neden olur. Bunun için otlak alanlarında yapılması gereken çalışmalar şunlardır
;
- Ot
örtüsü zayıflamış mera alanlarında hayvan otlatılmasına belirli bir süre
ara verilmesi gerekir.
- Erken
otlatmanın önlenmesi gerekir.
- Aşırı
otlatma önlenmeli ve üreticiye yem alımı için kredi sağlanmalıdır.
Hayvan Soylarının Islah
:
Türkiye
hayvan sayısı bakımından Avrupa’da ilk sırada , Dünyada ise sekizinci sırada
yer alır. Ancak hayvan sayısının fazla olmasından çok , elde edilen ürünlerin
fazla olması gelirin çok olması önemlidir. Ülkemizdeki hayvan cinslerinin
verimi düşüktür.
Alınan süt
ve et gibi ürünlerin miktarını hayvan sayılarına oranladığımızda verim çok
düşüktür. Örneğin ülkemizde , yerli ırktan bir ineğin günlük süt üretimi 2-3
kg.’ ı geçmez iken , Danimarka’da bu miktar 30-40 kg.’ a yaklaşır. Ülkemizde
yerli ırktan alınan et verimi de düşüktür.
Yerli ırkın
veriminin artırılması için iyi cins yabancı türlerle suni tohumlama yoluyla
melez türler elde edilmelidir. Bu şekilde et ve süt verimi yüksek , iyi cins
hayvan soyu elde edilecekti.
Ahır ve besi
Hayvancılığı :
Besi hayvancılığı daha ziyade
eti için , ahır hayvancılığı ise süt üretimi için yapılan hayvancılıktır. Artan
nüfusun et ve süt ihtiyacının karşılanması için ahır ve besi hayvancılığı
zorunlu hale gelmiştir. Bu gün nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerde bu
tür hayvancılık gelişmiştir.
Özellikle
Ege , Marmara , ve iç Anadolu bölgelerinin büyük kentleri çevresinde bu tür
hayvancılık gelişmektedir.
Et ve süt
üretimine yönelik modern çiftliklerde kısa zamanda yetiştirilen hayvanlar
tüketimin çok yoğun olduğu kentlerde satışa arz edilmektedir.
Yem Üretimi :
Ahır ve
besi hayvancılığının gelişmesi daha çok yem üretiminin artırılmasına bağlıdır.
Yem , besi ve ahır hayvancılığında maliyeti artıran en önemli sorunlardan
biridir. Bunun için yem bitkileri üretiminin artırılması besi hayvancılığını
olumlu yönde etkileyecekti.
Erken Kesim :
Türkiye’de
hayvancılığı erken kesim , hastalıklarla mücadele ve kredi gibi faktörlerde
etkilidir. Yeterli ağırlığa ulaşmayan kuzu ve danaların kesilmesi verimi azaltan
önemli unsurlardan biridir. Toplu ölümlere neden şap gibi bulaşıcı
hastalıklarda hayvancılığı olumsuz yönde etkiler.
Türkiye’de Hayvan Varlığı ve Coğrafi Dağılışı :
Türkiye yer
şekilleri ve iklim çeşitliliği nedeni ile yüksek bir hayvancılık potansiyeline
sahiptir. Kırsal kesimin tarla ve bahçe tarımından sonra en önemli gelir
kaynağıdır. Doğu Anadolu’nun Kuzey Doğu Anadolu bölümünde hayvancılık birinci
derece ekonomik faaliyettir.
Küçükbaş Hayvancılık
:
Türkiye’de
en yaygın olarak yapılan hayvancılıktır. Bunun en önemli nedeni Türkiye’nin
iklim ve bitki örtüsünün daha çok bu tür hayvancılığa elverişli olmasıdır.
Ülkemizin büyük bir bölümünde yaşanan yaz
kuraklığı ot örtüsünün kurumasına neden olur , büyük baş hayvancılığın
yapılmasını güçleştirilir. Çünkü sığır gibi büyük baş ancak gür otlakların
bulunduğu alanlarda beslenebilir.
Bozkır
alanlarını geniş yer kapladığı İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde
daha ziyade küçük baş hayvancılık yaygın olarak yapılır.
Koyun : Kısa boylu
bozkır bitki topluluğunun yaygın olduğu bölgelerimizde yetiştirilen hayvan
türüdür.
Başlıca Türleri :
Kıvırcık , karaman , dağlıç sakız ve merinostur.
Kıvırcık : Daha
çok Marmara Bölgesinin Trakya kesiminde yetiştirilir.
Karaman ( Koğruklu
Koyun ) : İç Anadolu ( ak karaman ) ve Doğu Anadolu Bölgesinde ( mor
karaman ) yetiştirilir.
Dağlıç : Batı
Anadolu’da Ege ve Marmara’da üretilir.
Sakız : Ege’nin
dağlık alanlarında yetiştirilir.
Merinos : Yurt
dışından getirilen cinslerden biridir. Güney Marmara’da yünü kıymetli olan
koyun türüdür.
Keçi : İç
bölgelerde meşe ormanlarının yoğun olduğu kıyı kesimleri ve maki bitki
topluluğunun yoğun olduğu yerlerde yetiştirilen hayvan türüdür. Koyuna göre
daha çevik olan keçi , her türlü arazi şartlarına uyum sağlayabilir. İki türü
vardır. Bunlar ağaçların yeni sürgünleriyle beslenen kıl keçisi ve bozkır
alanlarında beslenen tiftik ( Ankara ) keçisidir.
Kıl keçisi daha çok maki bitki
türünün yoğun olduğu Akdeniz Bölgesinde geliştirilir. Ancak Güney Doğu Anadolu
bölgelerinin dağlık alanlarında da yaygındır. Ormanların tahrip edilmesi nedeni
ile son yıllarda üretiminin azaltılması için çeşitli özendirici tedbirler
alınmaktadır.
Tiftik keçisinin ana vatanı
Anadolu yarımadasıdır. Ankara ve çevresinde çok eski devirlerden bu yana
yetiştirilen hayvan türüdür. Yünü çok kıymetli olan tiftik keçisi daha çok
Ankara , Eskişehir ve Siirt çevresinde yetiştirilir.
Bükük Baş Hayvancılık
:
Dağ çayırlarının geniş alanlara
yayıldığı ülkemizde büyük baş hayvan türlerinden en fazla sığır yetiştirilir.
Karadeniz-Akdeniz Bölgelerinin yüksek dağları ve Doğu Anadolu platolarında
yetiştirilir. Doğu Anadolu Bölgesinde şiddetli karasallık nedeni ile yazların
kısa sürmesi ve yağışlı geçmesi tarım faaliyetlerini olumsuz yönde etkiler. Yaz
yağışları otlak alanlarının gürleşmesini sağlar.
Tarımı
olumsuz yönde etkileyen bu şartlar büyük baş hayvancılığı olumsuz yönde
etkiler. Marmara ve Ege Bölgelerinde daha çok ahır ve besi hayvancılığı
yaygındır. Burada otlak alanlarının azalması mera hayvancılığının yapılmasını
engeller. Ancak bölgelerin büyük tüketim alanı olmaları et ve süt ihtiyacını
artırmıştır. Bunun sonucu olarak ahır ve besi hayvancılığı gelişmiştir.
Gücünden ve
yağlı sütünden faydalanılarak manda , özellikle yer şekillerinin makine
kullanımını imkansız hale getirdiği Karadeniz’in sulak yörelerinde
yetiştirilir.
Arıcılık :
Türkiye çok çeşitli iklim ve
bitki topluluklarına sahiptir. Bu özelliği arıcılık faaliyeti için büyük bir
potansiyeldir. Çiçekli bozlar ve dağ çayırları , arıcılık için en uygun
alanlardır. Doğu Anadolu’nun yüksek platolarında , Akdeniz ve Karadeniz
Bölgelerinin yüksek kesimlerinde çiçek bal’ı üreticiliği yapılır.
Muğla
çevresinde kızılcam ormanlarında ise daha çok çam bal’ı üretimi yapılır.
Bal üretimi ile ünlü
başlıca yörelerimiz şunlardır ; Bitlis , Şemdinli , Kars , Ağrı , Sivas ve
Muğla’dır.
İpek Böcekçiliği :
İpek
böcekçiliği dut ağacının yetiştirildiği her bölgede yapılabilir. Ülkemizde
yüzyıllardır Güney Marmara’da geleneksel bir hayvancılık şekli olarak
uygulanır. İpek böceği tırtıllarının kelebek olmak için çevrelerine ördükleri
kozadan elde edilen ipek , dünya’nın en kıymetli halı ve kumaşlarının
dokunmasında kullanılır.
Güney
Marmara’da ; Bursa , Bilecik , ve Balıkesir , İç Anadolu’da ; Eskişehir ,
Ankara , Güney Doğu Anadolu’da ; Diyarbakır’da yetiştirilir.
Kümes Hayvancılığı :
Büyük ve
küçük baş hayvancılıktan sonra en fazla yapılan hayvancılık faaliyetidir. Tavuk
eti ve yumurta üretimine yönelik bu faaliyet ülkemizde beyaz et tüketiminin
artmasına paralel olarak gelişmiştir.
Kümes
hayvancılığının en yoğun olarak yapıldığı yerler büyük tüketim alanları olarak
Batı Karadeniz , Marmara ve Ege Bölgeleri alanlarına yakındır.
Diğer
hayvancılık türlerinden farklı olarak doğal bitki topluluğuna en az bağımlı
olmasıdır. Çünkü çiftlik tavukçuluğunda besin maddesi olarak fabrika ortamında
yapılan yem kullanılır.
Örnek : Türkiye’de
aşağıdaki hayvancılık faaliyetlerinden hangisi ile bitki örtüsü yada bitki
türleri arasındaki ilişki en azdır.
a.) Büyük baş
hayvancılık
b.) Küçük baş hayvancılık
c.) Kümes
hayvancılığı d.) Arıcılık
e.) İpek böcekçiliği
Çözüm : Büyük baş
hayvancılık ve arıcılık dağ çayırlarına , küçük baş hayvancılık bozkıra , ipek
böcekçiliği ise dut apacına bağlı olarak yapılan hayvancılık türüdür. Kümes
hayvanlarına hazır yem yedirdiği için doğrudan doğrudan bitki örtüsüne bağlı
değildir. ( Cevap C )
Su Ürünleri :
Hayvancılık
faaliyetlerinde olduğu gibi evcil hayvanların üretilmesinden daha çok deniz ve
göllerde bulunan su canlılarının avlanması işine genel olarak balıkçılık denir.
Denizlerde
ve göllerde bulunan balık türleri ( hamsi , karides ) ve yumuşacakların
( ahtapot , kalamaç ) avlanması işlerinin genel adına
balıkçılık faaliyeti denir. Bunların dışında inci , mercan , yosva , sünger
avcılığı gibi diğer ürünlerde balıkçılık faaliyetleri içinde kabul edilir.
Türkiye bir
yarımada ülkesi olduğu için çok uzun sahil şeridine sahiptir. Toprakları
üzerinde sayısız akarsu ve göl bulunur. Sahil kıyı uzunluğu ve iç suları ile
ülkemiz balıkçılık potansiyeli bakımından zengindir. Boğazların balıkların
önemli göç yolları üzerinde bulunması ise ülkemizin bu konuda ki avantajıdır.
Türkiye Balıkçılığını
Etkileyen Şartlar :
Bütün bu
özelliklerin yani sıra ülkemizde balıkçılığın yeterince gelişmediği görülür.
Bunun başlıca sebepleri şunlardır ;
- Çok
çeşitli iklim tipine sahip olan ülkemizde sayısız besin maddesinin bulunması
balık ürünlerine duyulan ihtiyacı azaltmıştır.
- Halkın toprağa
ve toprak ürünlerine bağlı olması , deniz ürünleri tüketme alışkanlığının
yeterince yerleşmemesine neden olmuştur.
- Türkiye’de
daha çok kıyı balıkçılığı yapılır. Ancak deniz balıkçılığı yapılmaz bu
avlanma alanının daralması nedeni ile balık miktarını azaltır.
- Türkiye’de
açık deniz balıkçılığının yapılması için gerekli olan teknik donanıma
sahip gemilerin bulunmaması.
- Denizlerimizde
avlanma yöntemlerinin usulünce yapılmaması. Özellikle balık yumurtalarını
yok eden diptrolü adı verilen ağlarla avlanılması .
- Balıkların
yumurtlama döneminde ( Mayıs-Eylül ) kaçak olarak avlanılması.
Denizlerimizde iç sularımızda yeteri kadar balık
gelişmemiştir. Türkiye’nin akarsularının rejiminin düzensiz olması ve
güllerimizin bazılarının kapalı hava özelliği göstermesi nedeni ile suların
tuzlu veya sodalı olmasıdır.
Deniz Balıkçılığı :
Kıyı
bölgelerimizde yapılan balıkçılıktır. Karadeniz kıyıları Türkiye’de avlanan
toplam balık miktarının %70’ ini karşılar.
Bu bölgede
balıkçılığın gelişmesinin nedenleri ; Balık miktarı bakımından zengin
olmasıdır. Bu bölgede bulunan büyük akar sular denize çok miktarda besin
maddesi taşıdığı için balık sürüleri için en uygun ortam haline gelir.
Balıkçılığın
en fazla yapıldığı bölgelerden bir diğeri boğazlar ve Marmara Denizidir.
Tatlı Su Balıkçılığı
:
Türkiye’de
bulunan akarsu , göl , baraj gölü ve göletlerde yapılan balıkçılık şeklidir.
Deniz balıkçılığı kadar önemli bir ekonomik faaliyet değildir. Türkiye’de tatlı
su balıkçılığının yapıldığı akarsular Kızılırmak , yeşilırmak ve Sakarya gibi nehirlerimizdir. Göller ise
Eğir’dir , Bey şehir gibi tatlı su gölleridir.
Van , Tuz ,
Acı ve Burdur gibi göllerimiz sularının acı veya tuzlu olması nedeni ile
balıkçılık yapılmaz. Ancak Van gölüne dökülen akar suların ağız kısmında Van
kesali adı verilen adı verilen balık türü avlanır.
Türkiye’de
avlanan tatlı su balık türleri şunlardır ; Sazan , Kefal , Yayın , Turna ve
Alabalıktır.
Kültür balıkçılığı :
Artan
nüfusun balık ihtiyacının karşılanması için daha ziyade balık çiftliği adı
verilen yerlerde oluşturulan büyük havuzlarda yapılan balıkçılık türüdür.
Özellikle alabalık çiftlikleri son yıllarda hızla artmıştır. Büyük marketlerde
ve dinlenme tesislerinde satılması için balık öğretmektedirler.
Hayvancılığın Türkiye
Ekonomisindeki Yeri :
Hayvancılığın
Türkiye ekonomisindeki katkıları şunlardır ;
·
Hayvan ürünleri insanların beslenmesinde önemli
yer tutar.
·
Türkiye’de tarımdan elde edilen gelirin üçte
biri hayvancılıkta elde edilir.
·
Hayvan ürünleri sanayi için hammadde de
oluşturur.
·
Hayvan ürünleri iç ve dış ticaretimizde önemli
yer tutar.
·
Hayvan ürünleri için Doğu Anadolu Bölgesi için
en önemli geçim kaynağı olan hayvancılık diğer bölgelerimizde de tarımı
destekleyen en önemli ikinci sektördür.